Almanya

AfD’de Yedi Aday Kampanyalar Sırasında Hayatını Kaybetti

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinden yedi adayın seçim kampanyası sırasında yaşamını yitirmesi, kamuoyunda tartışmalara yol açtı.

İnternet üzerinden hızla yayılan spekülasyonlar, olayların arkasında olağan dışı gelişmeler olabileceği yönünde yorumları beraberinde getirdi. AfD’nin en bilinen destekçilerinden biri olan milyarder iş insanı Elon Musk da bu ölümleri “tuhaf” olarak nitelendirerek tartışmaları daha da alevlendirdi.

Resmî Veriler “Alışılmadık Durum Yok” Diyor

Pazar günü yapılacak eyalet seçimleri öncesinde AfD’nin yedi adayını kaybetmiş olması dikkat çekse de, resmi istatistikler durumun istisnai olmadığını ortaya koyuyor. Eyalet seçim komisyonu sözcüsü, DPA haber ajansına yaptığı açıklamada, aynı dönemde diğer partilerden dokuz adayın da yaşamını yitirdiğini belirtti. Sözcü, bu sayının geçmiş seçim kampanyalarındaki oranlarla kıyaslandığında “önemli ölçüde yüksek olmadığını” vurguladı. Böylece ölümlerle ilgili olağanüstü bir durum olmadığı yönünde güvence verildi.

Parti Yönetiminden Çelişkili Mesajlar

Buna rağmen AfD içinde farklı açıklamalar kamuoyunun dikkatini çekiyor. Partinin eş genel başkanı Alice Weidel, emekli ekonomist Stefan Homburg’un kaleme aldığı ve AfD adaylarının ölüm sayısının “istatistiksel olarak neredeyse imkânsız” olduğunu öne süren makaleyi sosyal medyada yeniden paylaşarak tartışmalara zemin hazırladı. Bu hamle, AfD’nin bazı üst düzey isimlerinin komplo teorilerine kapı araladığı yönünde yorumlandı.

Öte yandan AfD’nin eyalet teşkilatının başındaki Martin Vincentz, polisin yürüttüğü soruşturmalara işaret ederek herhangi bir cinayet ya da organize saldırı bulgusuna rastlanmadığını söyledi. Vincentz, güvenlik makamlarına destek verdiğini belirtti ancak kamuoyundaki spekülasyonların, Alman devletinin “AfD’ye karşı yıllardır sürdürdüğü sert tavrın bir yansıması” olduğunu ileri sürdü.

AfD Üzerindeki Baskılar Sürüyor

Almanya’nın siyasi arenasında en güçlü muhalefet partisi konumunda bulunan AfD, uzun süredir iç istihbarat birimlerinin merceği altında. Parti, ulusal düzeyde aşırı sağ faaliyet şüphesiyle izleniyor ve bu durum hem kamuoyunda hem de diğer siyasi partiler arasında gerilimi artırıyor. Seçimlere sayılı günler kala aday ölümleri etrafında oluşan tartışmalar da bu siyasi atmosferin daha da sertleşmesine neden oldu.

Uzmanlara göre, AfD adaylarının ölümü üzerinden üretilen komplo teorileri, partinin kendisini “mağdur” konumuna yerleştirme stratejisinin bir parçası olarak görülebilir. Ancak resmî kurumların verileri, bu ölümlerin istatistiksel açıdan olağan dışı bir seviyede olmadığını net biçimde ortaya koyuyor.

Seçimlerin sonucunun ne olacağı merakla beklenirken, AfD’nin hem kamuoyundaki tartışmalar hem de devlet kurumlarının gözetimi altındaki konumu, partinin siyasi geleceği açısından belirleyici olmaya devam ediyor.

google.com, pub-7186030496543311, DIRECT, f08c47fec0942fa0