Almanya

Alman Gazeteciler Sendikasından Kimmel Kararına Sert Tepki

Almanya Gazeteciler Sendikası (DJV), ABD’li yayın kuruluşu ABC’nin “Jimmy Kimmel Live” programını yayından kaldırma kararını basın özgürlüğüne ağır bir darbe olarak nitelendirdi.

DJV, medya kuruluşlarını gazetecilere destek olmaya çağırdı.

Basın Özgürlüğüne Yönelik Endişeler

ABD’de son günlerde yaşanan gelişmeler, basın ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Popüler televizyon sunucusu Jimmy Kimmel’in, muhafazakâr aktivist Charlie Kirk’ün suikastına ilişkin yaptığı yorumlar, bazı kesimler tarafından saygısızlık olarak nitelendirildi. Gelen tepkilerin ardından ABC’nin programı yayından kaldırma kararı alması ise Almanya’da da yankı buldu.

DJV Başkanı Mika Beuster, Perşembe günü yaptığı açıklamada, bu gelişmenin yalnızca Kimmel’in değil, genel olarak gazetecilerin bağımsızlığına tehdit oluşturduğunu vurguladı. Beuster, “ABD’de basın ve ifade özgürlüğünde giderek artan bir erozyon gözlemliyoruz” diyerek kaygılarını dile getirdi.

“Medya Şirketleri Gazetecilerini Korumalı”

DJV Başkanı, medya kuruluşlarının, çalışanlarını kamuoyu baskısı ve siyasi yönlendirmelere karşı savunmaları gerektiğini belirtti. Beuster, “ABC’nin tavrı, gazetecileri yalnız bırakmaktır. Diğer medya şirketleri bu hataya düşmemeli. Trump’a karşı gösterilen bu tür bir boyun eğme tavrı, onlara barış getirmeyecek, aksine daha fazla baskıya kapı aralayacaktır” ifadelerini kullandı.

Beuster’in sözleri, yalnızca Kimmel’in durumu özelinde değil, genel olarak gazetecilerin üzerinde artan politik baskılara dikkat çekmesi açısından da önem taşıyor. DJV, bu olayın, uluslararası medyanın bağımsızlığını tartışmaya açabilecek bir örnek oluşturduğunu savunuyor.

ABD’de Siyasi Baskının Yükselişi

ABD’de muhafazakâr çevrelerin tepkileri, yalnızca medyayı değil, sıradan vatandaşları da etkiliyor. Charlie Kirk’ün ölümüne ilişkin sosyal medyada yapılan bazı yorumlar nedeniyle kişiler işlerinden çıkarıldı veya görevlerinden uzaklaştırıldı. Başkan Yardımcısı JD Vance, açıkça, Kirk’ü eleştiren vatandaşların işverenlerine baskı yapılması gerektiğini savundu.

Bu durum, ifade özgürlüğü ile siyasi güç arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar, medyanın ve toplumun, siyasetçiler tarafından yönlendirilen kampanyalarla sessizliğe zorlanmasının demokratik değerlerle bağdaşmadığını vurguluyor.

Trump’ın Medya Üzerindeki Etkisi

Eski Başkan Donald Trump’ın, medya üzerindeki baskısı da bu tartışmaların merkezinde yer alıyor. Trump, kendi politik çizgisine uymayan yayın organlarını sık sık hedef alıyor ve eleştirel habercilik yapan kuruluşlara karşı dava açmaktan çekinmiyor. Uzmanlara göre bu yaklaşım, ABD’deki medya iklimini giderek daha kutuplaştırıcı bir hale getiriyor.

DJV’nin çağrısı, yalnızca Amerikan basınına değil, tüm dünyada gazetecilerin bağımsızlığını savunan bir uyarı niteliği taşıyor. Almanya’dan gelen bu tepki, basın özgürlüğünün evrensel bir değer olduğunun ve siyasi baskılar karşısında korunması gerektiğinin altını çiziyor.

google.com, pub-7186030496543311, DIRECT, f08c47fec0942fa0