Eğitim Bakanı Karin Prien, çözüm olarak ülke çapında zorunlu dil testleri ve göçmen oranına üst sınır getirilmesi önerisini gündeme taşıdı. Eğitim sendikaları ise bu önerilere mesafeli.
Almanya'da göç, sosyal farklılıklar ve eğitim eşitsizliği, özellikle okula yeni başlayan çocuklarda dil becerilerindeki yetersizliği daha görünür hale getirdi. Bu durumun yarattığı baskı, eğitim kurumlarını da zorluyor. Öğretmenler ve uzmanlar yıllardır dil desteği konusunda daha sistemli çözümler talep ederken, Federal Eğitim Bakanı Karin Prien (CDU) dikkat çekici bir öneride bulundu: ülke genelinde zorunlu dil testleri.
Welt TV’ye verdiği röportajda Prien, çocukların üç ila altı yaş arasındaki dönemde dil gelişiminin kritik olduğunu belirterek, “Okula Almanca bilmeden başlayan bir çocuğun eğitim hayatında başarılı olma şansı oldukça düşüktür” dedi. Bakan, bu sorunun çözümünde Kanada ve Danimarka’daki uygulamaların örnek alınabileceğini söyledi. Ayrıca, okullarda göçmen öğrenci oranına üst sınır getirilmesi fikrine de sıcak baktığını belirtti: “Yüzde 30 ya da 40 gibi bir oran olabilir. Ancak bu, ancak erken yaşta etkili dil desteği sağlanabilirse anlamlı olur.”
Sendikalar: Gerçekçi Değil, Etik Değil
Eğitim ve Öğretim Derneği (VBE) ise Prien’in önerilerine net şekilde karşı çıkıyor. Dernek Başkanı Gerhard Brand, “Gerçek durumu, gerçekçi olmayan fikirlerle çözmeye çalışmak kimseye fayda sağlamaz. Göçmen oranına üst sınır getirmek yerine, bireysel destek olanaklarını güçlendirmek gerekir” ifadelerini kullandı.
Brand, etkili bir dil gelişiminin ancak küçük sınıf yapıları, çok disiplinli ekipler ve uygun öğrenme ortamlarıyla sağlanabileceğini vurguladı. Ayrıca, kreşlerde halihazırda Almanca düzeyi sürekli takip edilen çocuklar için dil testlerinin zaten yürürlükte olduğunu hatırlattı. “Bu testler mevcut kaynakları fazlasıyla meşgul ediyor. Yeterli personel ve zaman olmadığında sonuç almak zorlaşıyor” dedi.
En kötü senaryoda, testlerin çocukları okuldan caydırmak için kullanılabileceğini belirten Brand, testlerin yalnızca destek garantisi sağlandığı takdirde anlamlı olacağını savundu.
Her Eyalet Farklı Uyguluyor
Almanya'da eğitim politikası eyaletlere bağlı olduğu için uygulamalar büyük farklılık gösteriyor. Bazı eyaletlerde belirli dönemlerde zorunlu dil taramaları yapılıyor. Örneğin, Bavyera’da Mart 2025 itibarıyla daha katı test önlemleri devreye alınacak. Ancak Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW), bu testlere dair eleştirilerini sürdürüyor ve Prien’in son önerilerine dair yorum yapmayı reddediyor.
Uzmanlar: Dil Desteği Ayrı Eğitimle Değil, Geçişli Modelle Olmalı
Berlin Humboldt Üniversitesi Eğitimde Kalite Geliştirme Enstitüsü Direktörü Petra Stanat ise dil destek programlarının, çocukları izole eden değil, kademeli olarak sınıf bütünlüğüne geçmelerini sağlayan bir modelle uygulanması gerektiğini vurguladı. "Yeni gelen çocuklar başlangıçta yoğun bir dil eğitimi almalı, ardından kademeli olarak sınıf derslerine katılmalı ve bu süreçte dil desteği devam etmelidir" dedi.
Stanat’a göre, etkili destek ancak öğrencilerin yaşına, ön bilgi düzeyine ve sınıf yapısına göre uyarlanırsa başarıya ulaşabilir.