Almanya

Almanya'da Mecliste Rozet Krizi

Federal Meclis Başkanı Julia Klöckner'ın sembollere yönelik katı tutumu, siyasi tartışmaları alevlendirdi.

Yeşiller Partisi, ayrımcılık ve sembolik yasaklar üzerinden bir kültür savaşı tehlikesine dikkat çekiyor.

Rozetlere Sınırlama Tartışması Meclis Gündeminde

Federal Meclis Başkanı Julia Klöckner, Meclis İçtüzüğü’nü katı şekilde yorumlayarak siyasi semboller taşıyan rozetlere artık izin verilmeyeceğini açıkladı. Bu karar, gökkuşağı, AIDS kurdelesi ya da Srebrenitsa çiçeği gibi sembolleri Meclis oturumlarında görünmez hale getirebilir. Klöckner, parlamentonun yalnızca sözle tartışma yürütmesi gerektiğini savunurken, muhalefet partileri bu yaklaşımın ifade özgürlüğünü sınırladığı görüşünde.

Yeşiller Partisi, Klöckner’ın bu tutumunu açıkça eleştirdi. Parti Meclis Grubu Yöneticisi Irene Mihalic, kaleme aldığı mektupta, semboller üzerinden getirilen yasakların siyasetin asıl meselelerinden uzaklaştırarak kamuoyunu "kültürel cepheleşmelere" sürükleyebileceği uyarısında bulundu.

Yeşiller: “Küçük Yasaklar, Büyük Kutuplaşmalar Yaratır”

Mihalic, Klöckner’in yaklaşımını “fazla detaycı ve gereksiz bir müdahale” olarak nitelendirdi. Yazılı açıklamasında, bu tür sınırlamaların sembolik anlamlar taşıyan önemli olayların anılmasını da engellediğini belirtti. Örneğin, Meclis binasının rozet olarak takılması serbestken, Hamas tarafından kaçırılan rehineleri ve 7 Ekim 2023 kurbanlarını anmak amacıyla takılan sarı kurdelelerin veya Srebrenitsa kurbanlarını temsilen kullanılan beyaz çiçeğin yasaklanmasının çifte standart oluşturduğunu savundu.

Yeşiller, sembollere dair getirilen ayrıntılı düzenlemelerin konuşma özgürlüğünü teşvik etmek yerine, mecliste kültürel çatışmaların fitilini ateşleyebileceğini dile getiriyor. Mihalic, bu tarz politikaların farklı hassasiyetlere sahip milletvekillerini dışlayabileceğini ve demokrasiye zarar verebileceğini belirtti.

Klöckner: “Sadece Sözle Tartışma İlkesinden Sapmayacağız”

Federal Meclis Başkanı Klöckner cephesi ise eleştirileri reddediyor. Başkanlık sözcüsü, Meclis tartışmalarının yalnızca sözlü olarak yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak sembollerin, çıkartmaların veya görsel ifadelerin Meclis düzeniyle bağdaşmadığını ifade etti.

Klöckner, geçtiğimiz aylarda da benzer gerekçelerle bazı milletvekillerini Meclis salonundan çıkarmıştı. Sol Parti milletvekili Marcel Bauer, beresini çıkarmayı reddettiği için, bir diğer Sol Partili vekil Cansin Çöktürk ise üzerinde “Filistin” yazılı tişörtle oturuma katıldığı gerekçesiyle Meclis’ten çıkarılmıştı. Klöckner, tüm bu uygulamaların Meclis İçtüzüğü'nün onur, tarafsızlık ve ciddiyet ilkesine dayandığını savunuyor.

Net Kurallar mı, Keyfi Uygulama mı?

Klöckner, Mihalic’in mektubuna verdiği yanıtta, bu yasama döneminde “kültür savaşlarını ve keyfi uygulamaları” önlemek için net kuralların her zamankinden daha fazla önem taşıdığını dile getirdi. Sembollere yönelik yasağın açık ve belirsizlik içermediğini savunan Klöckner, bu yaklaşımın bireysel olaylar üzerinden oluşabilecek tartışmaların önüne geçeceğini belirtti.

Ancak eleştiriler, bu duruşun yeterince kapsayıcı olmadığı yönünde. Meclis içinde temsil edilen farklı görüşlerin ve hassasiyetlerin semboller aracılığıyla ifade edilmesi gerektiğini savunan çevreler, Klöckner’in tutumunu demokratik katılımın ruhuna aykırı buluyor.

google.com, pub-7186030496543311, DIRECT, f08c47fec0942fa0