Orduyu güçlendirmek ve altyapı yatırımlarını artırmak amacıyla yüzlerce milyar avroluk borç almayı hedefleyen partiler, bu adımı atabilmek için anayasada değişiklik yapmayı planlıyor. Ancak bu hamle, hem siyasi hem de hukuki açıdan önemli tartışmalara yol açmış durumda.
Anayasa Değişikliği İçin Zamanla Yarış
Anayasal değişiklik için Bundestag’ın üçte iki çoğunluğunun onayı gerekiyor. Ancak 25 Mart’ta göreve başlayacak yeni parlamentoda güç dengeleri değişti. Seçim reformu nedeniyle milletvekili sayısı 736’dan 630’a düştü ve aşırı sol ile aşırı sağ partiler toplamda üçte birden fazla sandalye kazandı. SPD ve CDU/CSU, değişikliği hızla geçirmek için görev süresi dolmak üzere olan Bundestag’ı olağanüstü oturumlarla toplayarak oylamayı eski parlamentoda yapmak istiyor.
Normal şartlarda 11 Şubat’ta son oturumunu yapan eski parlamento, 25 Mart’tan önce iki kez daha toplanarak borç frenini gevşetmeye yönelik anayasa değişikliği için oy kullanacak. SPD ve CDU/CSU, Yeşiller Partisi’nin desteğini alarak süreci hızlandırmayı hedefliyor.
Yeşiller Belirleyici Rol Üstleniyor
Yeşiller Partisi’nin bu kritik süreçte nasıl bir tavır alacağı merak konusu. SPD ve CDU/CSU, 500 milyar avroluk bir özel fon oluşturmayı planlıyor. Bu fon, Bundeswehr’e (Alman ordusu) ek bütçe sağlamak ve altyapı projelerini finanse etmek için kullanılacak. Ancak Yeşiller Partisi, herhangi bir siyasi kazanç sağlamadan bu hamleye destek vermeye yanaşmıyor.
Özellikle CDU/CSU’nun seçim kampanyası boyunca borç frenini gevşetmeye karşı çıkması, ardından ise bu teklife destek vermesi, seçmenleri yanıltmakla suçlanmalarına neden oldu. Dresden Anayasal ve Demokratik Araştırma Merkezi Direktörü Hans Vorländer, “Bir parti seçim öncesinde kesin bir tavır alıp kampanyasını bunun üzerine kurarsa, ancak seçimden hemen sonra fikrini değiştirirse, bu bir seçmen aldatmacasıdır” diyerek durumu eleştirdi.
Uzun Vadeli Borçlanma Hamlesi Tartışma Yaratıyor
Almanya'nın önünde iki kritik finansman ihtiyacı bulunuyor: Ukrayna savaşının doğurduğu güvenlik endişeleri nedeniyle ordunun güçlendirilmesi ve yıllardır ihmal edilen altyapı projelerinin tamamlanması. Ancak, bu iki konunun birbirinden ayrılması gerektiği görüşü ağırlık kazanıyor.
Eski Federal Anayasa Mahkemesi Başkanı Hans-Jürgen Papier, özellikle altyapı yatırımları için borçlanmanın meşruiyetini sorguluyor. Papier, "Özel fonlar aşırı harcamalara ve şişkin bir devlet aygıtına yol açıyor" diyerek borçlanma hamlesinin ekonomik risklerine dikkat çekti.
Uzmanlar, ABD’de Donald Trump’ın yeniden seçilme ihtimali ve bunun transatlantik güvenlik politikalarına olası etkileri nedeniyle Almanya'nın askeri harcamalar konusunda hızlı hareket etmek zorunda olduğunu belirtiyor. Ancak altyapı projelerinin aciliyet arz etmediği ve yeni hükümetin göreve gelmeden büyük çaplı borç kararlarının alınmasının aceleci bir tutum olduğu görüşü hâkim.
Almanya’nın yeni hükümeti şekillenirken, muhalefet ve hukukçuların eleştirileri, bu borçlanma hamlesinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda demokratik meşruiyet açısından da tartışmalı bir adım olduğunu gösteriyor.