Kaybetme Korkusu: İçimizdeki Sessiz Yankı

Nurcan Erol Yazdı: Kaybetme Korkusu: İçimizdeki Sessiz Yankı

Bazen birini kaybetmekten değil,

o kişiyi kaybetme ihtimalinin içimizde uyandırdığı sessiz sesten korkarız.

Oysa çoğu zaman bu korkunun nedeni karşımızdaki değildir. Bize hiçbir güvensizlik yaşatmasa da, içimizde tanıdık bir huzursuzluk kıpırdanır; belki de bir çocukluğun sessiz yankısıdır bu — bir zamanlar yalnız bırakıldığımızda hissettiğimiz o ürkek yalnızlık.

Kaybetme korkusu, aslında kendimize tam olarak güvenememekten doğar.

Sevilmeye değer olduğumuzu bilsek de, içimizde bir ses bazen fısıldar: “Ya yeterince değerli değilsem… ya sevilmeye layık değilsem…” Sevgi büyüdükçe, kaybetme ihtimali de büyür; ve o ihtimal, kalbimizin en derin yerinde sızlayan bir hatıraya dönüşür.

Bazen tek istediğimiz, birinin “Ne olursa olsun buradayım, seni seviyorum.” demesidir. O söz, içimizdeki fırtınayı dindirir gibi olur. Çünkü ait hissetmek, güvenin en saf hâlidir. Ama güven sadece birinin varlığıyla değil; o sevgiye inanabilmekle, kendi içimizde filizlenir.

Ve çoğu zaman fark etmeden, karşımızdakine değil, kendimize savaş açarız. Savunmaya geçer, duvarlar örer, soğukkanlı görünmeye çalışırız. Bazen de sorunlarla yüzleşmek yerine uzaklaşmayı seçeriz. Bu, kalbimizi koruma biçimimizdir — çünkü en derin korkumuz kırılmak ve kaybetmektir.

Gerçek güven, karşımızdakinde değil, kendimizde başlar. Kendi içindeki sessiz korkularla yüzleşmeden, hiçbir ilişkide tam anlamıyla huzur bulamayız.

Kaybetme korkusu, sevgiyi saklamak yerine büyütmeyi öğrendiğinde anlamını yitirir. Çünkü sevgi bizi zayıf kılmaz; tam tersine, en derin sevgiyle bağlandığımızda, gerçekten güçlü oluruz. 🌿

Çünkü bazen kaybetme korkusunun ardında, sevmenin en cesur hâli gizlidir.

Bir sonraki yazıda o cesur sevgiyi okuyacağız. 💫

google.com, pub-7186030496543311, DIRECT, f08c47fec0942fa0