Merz’e göre seçimler, ağırlıklı olarak bölgesel meseleler çerçevesinde değerlendirilmeli.
En kalabalık eyalette sandık heyecanı
Almanya’nın en büyük nüfusuna sahip eyaleti Kuzey Ren-Vestfalya’da (KRV) 14 Eylül’de halk sandık başına gidecek. Yaklaşık 13,7 milyon seçmenin oy kullanacağı seçimlerde, 396 şehir ve belediye meclisi ile 31 ilçe meclisinin yanı sıra Ruhr Bölge Birliği’nde (RVR) de binlerce sandalye için yarışılacak. KRV, ekonomik gücü, yoğun nüfusu ve siyasal çeşitliliğiyle ülke genelindeki seçim atmosferine sıkça yön veren bir eyalet olarak öne çıkıyor.
Merz’den “yerel kalmalı” vurgusu
Seçim öncesinde eyaleti ziyaret eden Başbakan Friedrich Merz, yerel sandık yarışının federal siyasete etkisine dair beklentileri sınırlı tutmak gerektiğini vurguladı. Merz, “Yerel seçimler yerel seçimlerdir. Elbette eyalet ve federal siyasete dair bazı bakış açıları seçim sürecine yansıyabilir. Ancak bu seçimlerin doğrudan federal hükümet için bir referandum niteliğinde görülmesi doğru değildir” dedi.
Federal koalisyon için kritik mi?
Berlin’deki koalisyon hükümeti, ekonomik durgunluk, göç politikaları ve enerji fiyatları gibi konularda son dönemde sert eleştirilerle karşı karşıya. Bu nedenle KRV’deki seçimlerin, hükümetin kamuoyu desteği açısından önemli bir gösterge olup olmayacağı tartışılıyor. Ancak Merz, sonuçların federal düzeyde bir güven oylaması olarak okunamayacağını, seçmenlerin ağırlıklı olarak yerel hizmetler, belediye bütçeleri, ulaşım ve eğitim gibi gündelik sorunlar üzerinden oy kullanacağını savunuyor.
KRV’nin siyasi ağırlığı
Yaklaşık 18 milyon nüfusuyla Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya, tarihi olarak da ülke siyasetinde belirleyici bir rol oynuyor. Hem Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) hem de Sosyal Demokrat Parti (SPD) için seçim sonuçları, parti tabanlarının gücünü ölçmek açısından önemli veriler sunuyor. Ayrıca Yeşiller ve liberal Hür Demokrat Parti (FDP) gibi küçük partiler için de KRV, oy oranlarını yükseltme fırsatı anlamına geliyor.
Seçime doğru
Yerel seçim kampanyalarında belediye hizmetleri, altyapı yatırımları ve çevre politikaları ön plana çıkarken, ulusal düzeyde tartışılan göç ve güvenlik meseleleri de seçmenlerin tercihlerini etkileme potansiyeli taşıyor. 14 Eylül’de yapılacak seçimlerin ardından ortaya çıkacak tablo, yalnızca KRV’nin siyasi geleceğini değil, aynı zamanda ülke genelindeki parti dengelerine dair ipuçlarını da beraberinde getirecek.