Almanya

Almanya'da Berlin Üniversiteleri Alarmda

Berlin Senatosu’nun üniversite bütçelerinde yüzde 15’e varan kesinti öngören planı, başkentteki yükseköğretim kurumlarını derinden sarsıyor.

Öğrenciler, öğretim üyeleri ve bilim dünyası ayakta.

Berlin’deki üniversiteler, tarihlerinin en ciddi finansal daralmalarından biriyle karşı karşıya. Berlin Senatosu’nun kamu bütçesindeki açık nedeniyle önerdiği tasarruf tedbirleri, üniversite yönetimleri ile öğrenciler arasında büyük tepkiyle karşılandı. Humboldt Üniversitesi kampüsünde bildiriler dağıtan öğrenci temsilcisi Luca Schenk, durumu “felaket” olarak nitelendiriyor. Elindeki bildiride büyük harflerle yazan slogan dikkat çekiyor: “Artık Yeter! Üniversiteler #kesilemez!”

14 Temmuz’da, Berlin Senatosu Bilim Departmanı önünde yapılacak büyük protesto gösterisi için hazırlıklar sürerken, öğrenci ve akademisyenlerin tepkileri giderek büyüyor. Planlanan kesintiler sadece öğretim kalitesini değil, üniversitelerin fiziksel altyapısını, araştırma kapasitesini ve uluslararası itibarını da tehdit ediyor.

Yüzde 15’e Varan Bütçe Kesintisi: Üniversiteler Krizin Eşiğinde

Senato, eyalet bütçesindeki yaklaşık 140 milyon euroluk açığı gerekçe göstererek, üniversitelere sağlanan kaynaklarda yüzde 8 ila 15 arasında azalma yapılmasını önerdi. Mevcut üniversite sözleşmeleri aslında 2028’e kadar geçerliliğini koruyor. Ancak Senato, üniversite yönetimlerinden kesinti planlarına dair somut öneriler sunmalarını talep etti.

Berlin Teknik Üniversitesi (TÜ) Rektörü Prof. Dr. Geraldine Rauch, kendilerine dayatılan yüzde 15’lik tasarruf hedefinin, üniversitenin işleyişini doğrudan tehdit ettiğini vurguluyor. “Öğrenci kontenjanları azaltılmak zorunda kalınacak, bazı lisans programları kapatılacak ve şu anda yönetimde görev yapan 100’den fazla kişinin durumu belirsiz hale gelecek,” diyen Rauch, teknik altyapı sorunlarına da dikkat çekiyor. Üniversitenin ana kampüsündeki gökdelen binası uzun süredir kapalı; kimya binası ise kullanılamaz durumda. Yenileme için gerekli fonların yıllardır sağlanmaması, akademik faaliyetleri aksatıyor.

Bilim İnsanları ve Ekonomi Dünyası Uyarıyor: Berlin Statü Kaybedebilir

Sadece akademisyenler değil, Berlin iş dünyası da bu kesintilerin başkentin bilimsel ve ekonomik gücünü zayıflatacağından endişeli. “Üniversiteler, şehrin büyümesinde kilit rol oynayan motorlardır. Bu motorlara bilinçsizce kum atılmamalı,” görüşü, iş dünyasında yankı buluyor.

Yaklaşık 200.000 öğrencinin öğrenim gördüğü Berlin’de, ilk tahminlere göre 25.000 öğrenim yerinin kaybedilmesi söz konusu. Bu durum, dersliklerde aşırı kalabalık, seminer eksikliği ve dönem başı harçlarının artması gibi sorunları beraberinde getirebilir. Eğitim, giderek yalnızca ekonomik güce sahip olanların ulaşabileceği bir ayrıcalık haline gelme riski taşıyor. Öğrenci temsilcisi Schenk, “Bu, sonunda sadece doktorların oğullarıyla avukatların kızlarının üniversite okuyabileceği bir sisteme dönüşebilir,” diyerek uyarıda bulunuyor.

Akademik Özgürlük Tehlikede mi?

Berlin’deki üniversiteler sadece eğitim kurumları değil, aynı zamanda araştırma ve toplumsal gelişim merkezleri. Ancak akademik personelin büyük bölümü, tasarruf tedbirlerinin sonucunda pozisyonlarının riske gireceğini ve akademik özgürlüğün tehdit altına girebileceğini düşünüyor. Özellikle geçici sözleşmeyle çalışan araştırmacılar, iş güvencesinden yoksun bırakılma endişesi yaşıyor. Öğretim görevlilerinin iş yükü artarken, derslerin niteliği ve öğrencilerle etkileşim azalabilir.

Senato Baskı Altında: Sözleşmeler Geçerli, Dava Olasılığı Masada

Berlin Bilim Senatörü Dr. Ina Czyborra (SPD), üniversitelerden gelen tepkilerin farkında olduklarını belirtti. Ancak eyaletin içinde bulunduğu mali krizin dikkate alınması gerektiğini de vurguladı. Yine de, mevcut üniversite anlaşmalarının geçerliliğini koruduğuna dikkat çeken bazı hukukçular, eğer uzlaşma sağlanmazsa üniversitelerin hukuki yollara başvurabileceğini dile getiriyor. Zira anlaşmalar, üniversitelere uzun vadeli planlama güvencesi sağlamak üzere imzalanmıştı.

Akademinin Geleceği Tehlikede

Berlin üniversiteleri şu an sadece kendi geleceklerini değil, Almanya’nın bilimsel üretim kapasitesini de savunuyor. Gerek akademik kadronun korunması gerekse genç kuşaklara eşit fırsatlar sunulması açısından alınacak kararların etkisi uzun yıllar hissedilecek. Öğrenciler ve öğretim üyeleri, bilimsel özgürlük ve kamusal eğitim hakkını korumak için mücadeleye kararlı görünüyor.

google.com, pub-7186030496543311, DIRECT, f08c47fec0942fa0