Almanya

Berlin’de Yaşam Alanları Tatil Dairesine Dönüşüyor

Berlin'de giderek derinleşen bir konut krizi yaşanıyor. Özellikle Pankow gibi semtlerde kiracılar, yaşam alanlarının kısa süreli turist kiralamalarına dönüştürülmesine karşı mücadele veriyor.

Bu durum, şehirdeki konut erişimini zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal dokuyu da tehdit ediyor.

Yaşam Alanı Yerine Tatil Alanı

Hannah Rose ve onun gibi "Pankow Yerinden Edilmeye Karşı" inisiyatifinde yer alan kiracılar, neredeyse boşalmış apartmanlarda yaşam mücadelesi veriyor. Artık çevrelerinde komşular değil, dünyanın dört bir yanından birkaç günlüğüne gelen turistler var. Rose, “Bizim için ev olan binalar, yatırımcılar için kazanç kapısı haline geldi” diyor.

Kameralar, dijital anahtar kutuları, sürekli gelen temizlikçiler ve çamaşır torbaları mahalle atmosferinin yok olmasına neden oluyor. İnsan ilişkilerinin yerini anonimlik alıyor.

Yasal Düzenleme Var Ama Etki Zayıf

Berlin'de 2014 yılından bu yana yürürlükte olan Mülkiyetin Kötüye Kullanımı Yasası, tatil amaçlı konut kiralamalarını sınırlamayı hedefliyor. Kiralamalar için kayıt şartı ve yıllık 90 gün sınırı var. Ancak uygulamada bu düzenlemelerin etkisi oldukça sınırlı.

Belediye kaynaklarının yetersizliği ve denetim eksikliği nedeniyle yasanın yaptırım gücü zayıf kalıyor. Şimdiye kadar 13.500 yasa ihlali tespit edildi, ama yalnızca 4,2 milyon avroluk ceza tahsil edilebildi. Pankow'daki yerel yönetici Cornelius Bechtler, durumu "karanlıkta beceriksizce" diye tanımlıyor.

Airbnb Gibi Platformlar Sorunun Odağında

Yetkililer, dijital platformların işbirliği yapmamasından ve verileri paylaşmamasından şikâyetçi. Bu nedenle yetkililer kaç dairenin turistik amaçla kiralandığını dahi kesin olarak bilmiyor. Kiracıların gözlemleri ile belediyelerin sahip olduğu bilgiler arasında büyük bir boşluk var.

Yeni Umut: AB Düzenlemesi ve Dijital Takip

2026 yılında yürürlüğe girmesi beklenen Avrupa Birliği düzenlemesi, dijital platformları daha fazla şeffaflıkla yükümlü kılacak. Airbnb gibi şirketler, ilan verenler ve kiralama süresiyle ilgili verileri paylaşmak zorunda kalacak. Böylece yerel yönetimler etkin denetim yapabilecek.

Almanya’da yetkililer, aynı zamanda kamuya açık verileri analiz edecek yazılımlar üzerinde de çalışıyor. Berlin Eyaleti Ulaştırma, İnşaat ve Şehir Geliştirme Senatörü Gaebler, çözümün dijital denetimle geleceğini düşünüyor. Ancak yine de "sorunun büyüklüğü" konusunda Berlin’in turizm sektöründen gelen eleştiriler var: Tatil evlerinin sayısı, iki milyon konutluk bir şehirde "kritik sınırda" değil.

Vatandaş Güven Kaybediyor

Süreçte en çok zarar görenler ise kiracılar. Yerel yönetime başvurmalarına rağmen sonuç alamayan pek çok kişi, yaşam alanlarının "göz göre göre" turistik tesise dönüşmesini izlemek zorunda kalıyor. Bechtler, halkın devletin koruyucu gücüne olan inancını yitirdiğini ifade ediyor. Kiracılar ise tek umutlarını dile getiriyor: “Politikacılar artık bu ciddi soruna gerçekten el atmalı.”

Berlin’de yaşanan bu gelişmeler, şehir planlamasının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor