Linnemann, “Sistemin özüne inmeliyiz” diyerek, mevcut uygulamaların yerel iş merkezlerinde fiilen uygulanamaz olduğunu savundu.
Linnemann, ödeneğin yalnızca gerçek ihtiyaç sahiplerine verilmesi gerektiğini vurgulayarak, çalışabilecek durumda olup da işi sistematik şekilde reddedenlerin artık bu haktan yararlanmaması gerektiğini söyledi. “Çalışabilecek durumda olan bir kişi, uygun bir işi tekrar tekrar reddediyorsa, devlet onun yardıma muhtaç olmadığını varsaymalıdır” diyen Linnemann, bu kişilerin sistem dışına çıkarılmasının gerekli olduğunu ifade etti. CDU Genel Sekreteri, sosyal yardım politikasında bir paradigma değişimine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Linnemann: “Çalışabilen Herkes Çalışmalı”
Linnemann açıklamasında, sosyal yardımların yalnızca fiziksel ya da zihinsel engelleri nedeniyle çalışamayan bireyler için geçerli olması gerektiğini kaydederek, toplumun bu kişilere destek vermesi gerektiğini söyledi. Ancak çalışabilecek durumda olan bireylerin istihdama yönlendirilmesi gerektiğini belirten Linnemann, “Her sabah işe giden insanların başkaları için ödeme yapması beklenemez” diyerek sistemin dayanışma ruhunu suistimal edenlere karşı daha sert olması gerektiğini savundu.
Bu kapsamda, CDU/CSU parlamento grubunun sosyal politika alanından sorumlu ismi olarak, Çalışma Bakanı Bärbel Bas ile iş birliğini artırmak istediklerini belirtti. “Amacımız adil ve sürdürülebilir bir sosyal sistem inşa etmek” diyen Linnemann, sistemin güvenilirliğini yeniden tesis etmenin önemine dikkat çekti.
Çalışma Bakanı Bas: “Mafya Benzeri Yapılarla Mücadele Şart”
Federal Çalışma Bakanı Bärbel Bas da sosyal yardım sisteminde suistimallere karşı sert önlemler alınacağını açıkladı. Bas, Stern dergisine verdiği röportajda, Almanya’ya yurt dışından göç eden kişileri hedef alan, onları düşük ücretli işlerle kayıt altına alıp ardından vatandaş ödeneği başvurusunda bulundurarak fonları zimmetine geçiren organize yapılara dikkat çekti. Bu tür yapıların “mafya benzeri” nitelikte olduğunu belirten Bas, bu ağların dağıtılması gerektiğini söyledi.
Bas, bu konuda yerel yönetimlerden de destek gördüğünü kaydetti. Gelsenkirchen Belediye Başkanı Karin Welge, sosyal yardım sistemine yönelik “fiili bir göç” yaşandığını belirterek, sosyal transfer haklarının yalnızca Almanya’da bir süredir yaşayan ve kendi geçimini sağlayan kişilere verilmesinin daha mantıklı olacağını savundu. Welge, sistemin istismarını engelleyecek şekilde “caydırıcı bir etki” yaratılması gerektiğini dile getirdi.
2024’te Sosyal Yardımda 100 Bini Aşan Dolandırıcılık Vakası
Koalisyon hükümeti, CDU/CSU ve SPD’nin üzerinde uzlaştığı vatandaş ödeneği reformuyla birlikte, sistemin yalnızca geçici destek ihtiyacı duyan kişilere temel güvenlik sunmasını amaçlıyor. Buna göre iş arama süreci desteklenecek, çalışabilir bireylerin istihdama yönlendirilmesi kolaylaştırılacak ve yükümlülüklerin ihlali durumunda uygulanacak yaptırımlar güçlendirilecek.
Federal Çalışma Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılı içerisinde 123.379 olası sosyal yardım dolandırıcılığı vakası incelendi. Bunlardan 101.603’ünde şüpheler doğrulandı. Şüpheli vakaların 43.699’u adli makamlara veya gümrüğe iletilirken, kalanlar yerel iş merkezlerinde işlem gördü. Almanya genelinde yaklaşık 5,5 milyon kişi Vatandaş Ödeneği'nden yararlanıyor.