İSTANBUL (AA) - Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyıldaki resmi tarihçilerinden (vakanüvislerinden) ve özellikle Tanzimat dönemi olaylarını ele alan çalışmalarıyla tanınan Ahmed Lütfi Efendi'nin Hicaz seyahatnamesinden notları kitaplaştırıldı.

Mümin Yıldıztaş ve M. Berke Merter'in hazırladığı 'Vak'a-Nüvis Ahmed Lütfi Efendi'nin Hicaz Seyahatnamesi' kitabı, Yeditepe Yayınevi'nden okurlarla buluştu.

Marmara Üniversitesi Sultanahmet Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen eserin tanıtım toplantısının açılışında konuşan usta tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hicaz Seyahatnameleri'nin hepsinin birer sandık olduğunu ve her birinin neşredilmesi gerektiğini söyledi.

Ortaylı, Ahmed Lütfi Efendi'nin bir kazasker olduğunu aktararak, 'Kendisinin rütbesi yüksektir. Ahmed Lütfi Efendi ile Cevdet Paşa, 19. asrın iki büyük tarihçisidir. Cevdet Paşa hakikaten tarihçidir. Lütfi Efendi, bir vakanüvis'tir. Vakanüvis, kendisine devlet ofislerinin ve padişahın verdiği evrakı yazan adamdır. Başka bir şeyin dışına çıkmaz.' dedi.

Kendisinin doktora yaptığı dönemde Tanzimat devri dönemini tarihçilerin çok fazla sevmediğini belirten Ortaylı, şunları anlattı:

'Kendi yaşadığı devri kaleme alan, İbnü'l Emin gibi birkaç büyük adam vardı. Bizim kuşak az ilgilenirdi. Ben de başta öyleydim, sonra hiç olmayacak bir şekilde konu beni vurdu. Konu olarak belediyeleri seçtim. Baktım ki belediyelerden tenkitli ve ironik bir biçimde bahseden tek Ahmed Lütfi Efendi. 9 ciltlik bir tarihi var. Hepsini okumam mümkün değil ama tavsiye ederim. Bu 9 ciltlik tarihin de aslında basılması lazım. Ayrıca o tezimi de Türk Tarih Kurumu bastı.'

- 'Ailenin merakı, birçok kitabın ortaya çıkmasına vesile oldu'

'Nardugan Yepyeni Bir Yıl' sergisi Kadıköy'de sanatseverlerle buluştu
'Nardugan Yepyeni Bir Yıl' sergisi Kadıköy'de sanatseverlerle buluştu
İçeriği Görüntüle

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü ve tarihçi Prof. Dr. Erhan Afyoncu, tarihçilerin iki tane kaynağı olduğundan bahsederek, 'Birincisi resmi devlet kurumlarında olan malzemeler. Bunlara ulaşım artık kolaylaştı. Arşivlere, kütüphanelere daha rahat gidiliyor. Bir de ailelerin elinde kalmış evrak ve yazmalar var. Bu, ya tesadüfen şahsi ilişkiniz varsa bir araya geliyorsunuz veya Mehmet Berke Bey gibi aile meraklı oluyor. 'Ya bizim dedemizin evinde bir şeyler var, bunlar ne işe yarar?' diye birileriyle temas kurunca o şekilde gün yüzüne geliyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Mehmet Berke Merter'in ailesinin İstanbul'daki Merter semtinin kurucuları olduğunu ve bölgeye isimlerini verdiklerini söyleyen Afyoncu, şunları kaydetti:

'Özellikle Merter ailesinin merakı, birçok kitabın ortaya çıkmasına vesile oldu. Önce 'Subaşızadeler' diye aileyi anlatan bir kitap çıkarttı. Ardından 'Merterspor' diye kitap çıkardı. Üçüncü olarak, 'Vak'anüvis Lütfi Efendizade Lürfi Bükülmez'in Doğu Cephesi ve Filistin Hatıraları' çıktı. O da o dönemde subay olarak görev yapan, bilmediğimiz bir yazmaydı. En son da bu kitap okurla buluştu.'

Afyoncu, Ahmed Lütfi Efendi'nin iyi bildiği tarihçilerden birisi olduğuna dile getirerek, 'Osmanlı tarih yazıcılığına biz 'vakanüvislik' diyoruz. 18. yüzyılın başında karşımıza çıkıyor. 1866'dan itibaren 1907'ye kadar, 41 yıl Lütfi Efendi vakanüvislik yapıyor ve Osmanlı Devleti'nde en uzun süre vakanüvislik yapan kişi.' diye konuştu.

'Vak'a-Nüvis Ahmed Lütfi Efendi'nin Hicaz Seyahatnamesi' eserinin o dönem Hicaz ile ilgili Ahmed Lütfi Efendi'nin 2. Abdülhamid tarafından görevlendirildiği raporu olduğunu belirten Erhan Afyoncu, 'En önemli şeylerden birisi aile fertlerinde yazma eser olarak kalan bir eserin 150 yıl sonra gün yüzüne çıkmasıdır.' ifadesini sözlerini ekledi.

Prof. Dr. Uğur Demir, Ahmed Lütfi Efendi'nin, İbnü'l Emin'in kendisini ziyaret ettiğinde ona okuduğu bir şiiri seslendirerek, bu tarz eserleri yayınlayarak, akademisyenleri teşvik ettikleri için teşekkür etti.

- 'Adaletli ve taraf tutmayarak karar vermesi beni çok etkiledi'

Mehmet Berke Merter de kendisini 'Hicaz Seyahatnamesi'nde en çok etkileyen bölümlerden birinin Osmanlı İmparatorluğu'nun yerel yönetime, yerel halka da bir söz hakkı, yönetimde pay bırakması olduğunu söyledi.

Bu durumun bugünkü gözle bakıldığında oldukça çağdaş bir bakış açısı olduğuna işaret eden Merter, 'Asla emperyalist, sömürgeci Batılı ülkelerin yapmadığı bir şey ama Osmanlı İmparatorluğu'nun uyguladığı bir yönetim biçimi. Büyük büyük dedemiz vakanüvis Ahmed Lütfi Efendi, yüksek bir hakim olarak Hicaz'da yerel yönetim ve Osmanlı'nın oraya görevlendirdiği paşa arasındaki anlaşmazlığı gidermek için gönderilmiş olması, gayet adaletli ve taraf tutmayarak da kararlar alması beni çok etkiledi.' şeklinde konuştu.

Merter, bu konuyu daha fazla irdelemeye değer bulduğunu ifade ederek, 'İkinci beni etkileyen unsur da eşini de seyahate getirmesi. O devirde eşine bu kadar önem vermesi çok hoşuma gitti.' dedi.

- 'Elini değil bedenini taşın altına koyan bir aile'

Tarihçi yazar Mümin Yıldıztaş ise Merter ile hasbelkader tanıştıklarını dile getirerek, 'Daha önce benim tarih alanında çalışmalarım vesilesiyle kendilerinin ailesi konusunda araştırmalarda nasıl yardımcı olabileceğimizi konuştuk. Bilahare çalışmaya başladık. Ortaya böyle bir aile tarihi çıktı. Bu sıradan bir aile tarihi değildi. Subaşızadeler, Osmanlı'dan cumhuriyete devlet ve toplum hizmetinde bir aileydi. Çünkü Osmanlı Devleti yıkılmasın diye elini değil, bedenini taşın altına koyan bir aileydi.' ifadelerini kullandı.

'Hicaz Seyahatnamesi'nin diğer seyahatnamelerden farklı olarak bir aydın kimliğin ve bürokrat kişiliğin gözlemlerinden ibaret olduğunu vurgulayan Yıldıztaş, şunları anlattı:

'Aslında çok uzun bir seyahatname değil. 2,5 aylık bir süreç. Sıkıntılı bir bölge Hicaz. Ahmed Lütfi Efendi de böyle bir sürtüşme neticesi bölgeye gönderiliyor. Sultan Abdülhamid, bu sürtüşmeden haberi olduğunda oldukça canı sıkılıyor, 'Buraya tarafsız bir muhakkik (soruşturmacı) gönderin. Olayı tahkik etsin, buraya da rapor versin.' diyor ve bu tarafsız kişi de Ahmed Lütfi Efendi.'

Yıldıztaş, Lütfi Efendi'nin bölgeye gidip, tahkikatı yaptığını, bunları raporladığını ve İstanbul'a getirdiğini aktararak, 'Biz de bunu vicdanımız daha net anlasın diye günümüz diline sadeleştirerek yayın olarak hazırladık ve sizlere bugün takdim edeceğiz.' dedi.


Kaynak: AA