Almanya’daki belediyeler, 2024 yılında son derece ciddi bir mali sıkıntıyla karşı karşıya kaldı. Artan gelirlerine rağmen, giderlerindeki sert yükseliş nedeniyle 24,8 milyar avro ile tarihlerinin en yüksek bütçe açığını verdiler. Bertelsmann Vakfı tarafından hazırlanan 2025 Belediye Finans Raporu, bu açığın sosyal harcamalar ve personel maliyetlerindeki kontrolsüz artıştan kaynaklandığını ortaya koyuyor.

Belediyelerin uzun yıllar boyunca bütçelerinde fazla verirken 2023 yılında yaşanan geçici toparlanma, 2024’te yerini büyük bir finansal bozulmaya bıraktı. Rapor, bu dramatik değişimin sürdürülemez bir eğilimin göstergesi olduğunu vurguluyor.

Solingen Kundaklama Saldırısında Müebbet Hapis
Solingen Kundaklama Saldırısında Müebbet Hapis
İçeriği Görüntüle

Gelirler Arttı, Giderler Daha Hızlı Yükseldi

Belediyelerin gelirleri geçen yıl genel olarak yüzde beş oranında artış gösterdi. Bu durum, mali tablonun yüzeyde olumlu bir görünüm kazanmasına neden olsa da, aynı dönemde harcamalar yüzde on oranında yükseldi. Bu artış, gelir artışını gölgede bırakarak açıkların temel kaynağı oldu.

Raporun yazarları, maliyetlerdeki bu hızlı yükselişi enflasyon, artan enerji fiyatları, sosyal yardımların genişlemesi ve kamu çalışanlarına yapılan yüksek maaş artışları ile açıklıyor. Özellikle personel giderleri, son on yılda neredeyse iki katına çıkarak belediye bütçelerinde önemli bir yük haline geldi.

Sosyal Harcamalar ve Yatırımlar Belediyeleri Zorluyor

Belediyeler, büyük ölçüde federal düzeyde düzenlenen ancak mali destek anlamında yetersiz kalan sosyal hizmetleri finanse etmek zorunda kalıyor. Rapor, sosyal harcamaların son iki yılda yüzde 25 oranında artarak 85 milyar avroya ulaştığını belirtiyor. Bu harcamalar, yerel yönetimlerin esnekliğini ve mali dayanıklılığını zayıflatıyor.

Öte yandan, belediyeler rekor düzeyde 52 milyar avroluk yatırım gerçekleştirdi. Ancak, uzun yıllardır biriken altyapı ihtiyaçları nedeniyle 216 milyar avroluk yatırım açığı olduğu tespit ediliyor. Bu da belediyelerin mevcut mali yapılarla kalkınma hedeflerini gerçekleştirmelerinin giderek zorlaştığını gösteriyor.

“Mali Açık Bir Dönüm Noktası” Uyarısı

Bertelsmann Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Brigitte Mohn, söz konusu açığı “yerel yönetimlerin mali hareket kabiliyeti açısından bir dönüm noktası” olarak değerlendiriyor. Mohn, mevcut mali yapının sürdürülebilir olmadığını vurgulayarak, “Belediyeler yalnızca kamu yatırımlarının yarısından fazlasını gerçekleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda sosyal uyumun da temel taşı. Bu koşullarda işlevlerini sürdürmeleri artık mümkün değil,” dedi.

Uzmanlar, belediyelerin mali sürdürülebilirliğini sağlamanın yolunun, uzun vadeli yapısal reformlardan geçtiğini vurguluyor. Özellikle sosyal harcamaların finansmanında merkezi hükümetin daha fazla sorumluluk alması gerektiği yönünde görüş birliği bulunuyor.

Mali Kapasitelerde Bölgesel Uçurum Derinleşiyor

Rapora göre, mali kaynakların sağlanmasında bölgesel farklılıklar da dikkat çekiyor. Bavyera ve Hessen gibi eyaletlerde belediyeler bütçelerinin yüzde 40’ından fazlasını vergi gelirleriyle finanse ederken, Doğu Almanya’daki şehirlerde bu oran yüzde 25’in altında kalıyor. Bu fark, mali adalet tartışmalarını da gündeme taşıyor. Geri kalan finansman ise ağırlıklı olarak hizmet ücretleri, katkı payları ve eyalet düzeyinde sağlanan mali yardımlardan oluşuyor.

Bertelsmann Vakfı’nın raporu, Alman yerel yönetimlerinin yalnızca mali değil, aynı zamanda yapısal bir krizle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu durum, önümüzdeki yıllarda hükümetin gündeminde kapsamlı mali reformların yer alacağına işaret ediyor.