Kabul edilen yeni düzenlemeler, "güvenli menşe ülkeler" tanımını genişleterek, reddedilen sığınmacıların daha kolay sınır dışı edilmesini amaçlıyor.

‘Güvenli Ülke’ Tanımı İçin Parlamento Onayı Gerekmeyecek

Wadephul: ABD ile Güven Krizi Derinleşiyor
Wadephul: ABD ile Güven Krizi Derinleşiyor
İçeriği Görüntüle

İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in liderliğinde hazırlanan yasa paketi, Almanya’nın artık hangi ülkelerin "güvenli menşe ülkeler" kapsamına alınacağına hükümetin tek başına karar verebilmesini öngörüyor. Bu da, sığınma başvurularında Parlamento’nun üst kanadı Bundesrat’ın onayına gerek kalmadan işlem yapılmasını mümkün kılacak.

Yeni düzenlemeler kapsamında, menşe ülkesi "güvenli" kabul edilen başvuru sahiplerinin dosyaları daha hızlı sonuçlandırılacak ve ret almaları durumunda ülkelerine daha kolay geri gönderilecekler.

Ayrıca, reddedilen başvuru sahiplerine devlet tarafından otomatik olarak avukat atanmasını öngören mevcut uygulama da kaldırılıyor. Bu kural, önceki Sosyal Demokrat liderliğindeki hükümet döneminde Yeşiller Partisi’nin girişimiyle yürürlüğe girmişti.

Mahkeme Kararına Rağmen Hükümet Kararlı

Alınan kararlar, Almanya'daki sığınma sisteminde dönüşüm yaratacak nitelikte. Ancak, yeni düzenlemeler Federal Meclis'ten de geçmek zorunda. İçişleri Bakanı Dobrindt, Berlin'deki açıklamasında bu adımların, sığınma sisteminde dönüşüm sağlamak için gerekli olduğunu söyledi.

Yine de bu adımlar, Pazartesi günü bir mahkemenin sınırdaki yasadışı geri dönüşlerin Avrupa hukukuna aykırı olduğuna hükmetmesinin ardından geldi. Şansölye Friedrich Merz liderliğindeki CDU/CSU-SDP koalisyonu, bu karara rağmen planlarını uygulamaya devam edeceğini belirtti.

Eleştiriler Artıyor: İnsan Hakları ve Hukuk Uzmanları Uyarıyor

Yeni önlemler, hukuk çevreleri ve insan hakları kuruluşlarının sert tepkisini çekti. Alman Barolar Birliği (DAV), "güvenli ülkeler" tanımının hükümet kararnamesiyle belirlenmesinin, sığınma hukukunu gereksiz yere karmaşıklaştıracağını savundu.

DAV'nin göç hukuku uzmanı Christoph Tometen, bu yaklaşımın işlemleri hızlandırmak yerine uzatabileceğini belirterek, anayasal haklarla Avrupa Birliği direktifleri arasındaki çelişkilere dikkat çekti.

Mülteci hakları savunuculuğu yapan Pro Asyl de alınan önlemleri “anayasal ve demokratik açıdan sorunlu” olarak nitelendirdi. Kurumun hukuk sözcüsü Wiebke Judith, menşe ülkeleri otomatik olarak "güvenli" ilan etmenin, gerçekten korunmaya muhtaç bireylerin haklarına erişimini zorlaştırabileceğini ifade etti.

Sığınma Politikalarında AFD Baskısı mı?

Alman hükümetinin bu sert adımları, kamuoyunda aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin artan desteğini frenlemeye yönelik bir hamle olarak yorumlanıyor. Sığınmacı karşıtı söylemleriyle öne çıkan AfD’nin yükselişi, siyasi partileri göç politikalarında daha katı tutumlar benimsemeye yönlendiriyor.

Yeni yasal düzenlemelerin, Avrupa hukuku ve Alman Anayasası arasındaki dengenin nasıl sağlanacağı ise ilerleyen haftalarda Federal Meclis’teki görüşmelerde netleşecek.