Ancak, Bundeswehr Komuta ve Kurmay Koleji’nde yapılan değerlendirmeler, ülkenin bu alanda ciddi eksikliklerle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Reform Çağrısı: "Auerstedt Anı" Tekrar Etmemeli

Bundeswehr Genel Müfettişi Orgeneral Carsten Breuer, Hamburg’daki Bundeswehr Komuta ve Kurmay Koleji’nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada tarihi bir uyarıda bulundu. Breuer, 1806 yılında Prusya’nın Napolyon ordularına karşı yaşadığı ağır yenilgiyi hatırlatarak, “Auerstedt anı”nın bir daha yaşanmaması gerektiğini vurguladı. Bu tarihi mağlubiyetin ardından gerçekleşen askeri ve idari reformlara atıfta bulunan Breuer, benzer bir reform ihtiyacının bugün de geçerli olduğunu ifade etti.

Komuta ve Kurmay Koleji’nin Genelkurmay ve Amirallik Kursu öğrencileri, iki yıldır Almanya’nın genel savunma kapasitesi üzerinde çalışıyor. Bu hafta düzenlenen etkinlikte, aralarında siyasetçiler, askerler ve özel sektör temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 300 kişilik bir katılımcı grubuna kapsamlı eylem önerilerini sundular.

Savunma Sadece Orduyla Sınırlı Değil

Genç subayların ortaya koyduğu en çarpıcı tespitlerden biri, Almanya'nın kendini savunma konusunda hâlâ yeterli donanıma sahip olmadığı yönündeydi. Modern tehditlerin artık yalnızca askeri değil, aynı zamanda sivil boyutları da bulunduğuna dikkat çekildi. Bir kriz anında sadece ordu değil; itfaiye, sağlık kurumları, belediyeler ve özel şirketler de eşgüdüm içinde çalışmak zorunda kalacak.

Ancak mevcut durumda bu kurumlar arasında etkili bir koordinasyonun sağlandığını söylemek zor. Bundeswehr, Federal Teknik Yardım Ajansı (THW), Malteser, demiryolu işletmeleri ve yerel yönetimler arasındaki iş birliğinin yalnızca önceden tatbikat yapılmışsa mümkün olabildiği vurgulandı. Başarılı bir savunmanın, krize hazırlık sürecinde başlayan iş birliğiyle mümkün olduğu mesajı öne çıktı.

Hibrit Tehditler Yeni Güvenlik Gerçeği

Soğuk Savaş sonrası dönemde unutulan "kapsamlı savunma" kavramı, günümüzde giderek karmaşıklaşan hibrit tehditler karşısında yeniden önem kazandı. Orgeneral Breuer, “Rakiplerimiz artık yalnızca geleneksel askeri yöntemlerle hareket etmiyor” diyerek casusluk, dezenformasyon ve dijital sabotaj faaliyetlerinin çağın en etkili saldırı biçimleri haline geldiğine dikkat çekti.

“Bugün saldırılar gözle görülmeden gerçekleşiyor,” diyen Breuer, kapsamlı bir savunmanın yalnızca tüm toplumun katılımıyla mümkün olabileceğini vurguladı.

Farkındalık ve Koordinasyonda Açıklar Var

Konferansta sunulan senaryolardan biri; bir LNG terminalinin yanması, BASF’de kimyasal sızıntı ve rastgele bir şehirde yaşanan elektrik kesintisi üzerine kurgulandı. Bu tür olaylar tek başına sıradan afetler gibi görünse de, genç subaylar bu tür saldırıların hibrit tehdit olarak tanımlanmadığını ve bu konuda ciddi bir durumsal farkındalık eksikliği bulunduğunu dile getirdi.

Sivil ve askeri kriz yönetim merkezlerinin yeterince entegre olmadığına dikkat çekilirken, “veri noktalarını birleştirme” ihtiyacının altı çizildi. Kurs katılımcıları, tüm kriz verilerini ortak bir zeminde toplayacak merkezi bir “Alman Harekat Merkezi” kurulması çağrısında bulundu.

İletişim Gücü Zayıf, Toplum Yetersiz Hazırlıklı

Kurs katılımcılarının vurguladığı bir diğer önemli eksiklik ise kamu iletişimi. Dezenformasyonun hibrit savaşın merkezinde yer aldığı bir dönemde, toplumu krizlere hazırlayan ve güvenilir bilgi sağlayan bir iletişim stratejisi neredeyse yok denecek kadar zayıf. Federal Sivil Koruma Ofisi’nin hazırladığı acil durum rehberi bir adım olarak değerlendirilse de, bütünsel bir planlamanın hâlâ eksik olduğu belirtildi.

Yedek Kuvvetlerde Kayıp Bilgi ve Dijital Eksiklikler

Almanya’da Refah Yardımları 46,9 Milyar Avroya Yükseldi
Almanya’da Refah Yardımları 46,9 Milyar Avroya Yükseldi
İçeriği Görüntüle

Yedek kuvvetlerle ilgili veri sistemlerinin yetersizliği de gündeme getirildi. Kim nerede, hangi görevde, hangi kabiliyetle görevlendirilebilir sorularının cevabı tam olarak bilinmiyor. Yapay zeka destekli, güncel ve güvenilir bir yedek personel envanterine duyulan ihtiyaç dile getirildi. Malteser Kriz Dayanıklılığı Federal Komiseri emekli General Martin Schelleis ise, sivil kurumlarda denetim ve performans ölçümünün yetersizliğine dikkat çekti. Bundeswehr, NATO standartlarına göre hareket ederken, sivil tarafın benzer bir çerçeveden yoksun olduğu vurgulandı.

“Umut Bir Liderlik İlkesi Değildir”

Orgeneral Breuer, zamanın Almanya’nın aleyhine işlediğini ifade ederek olası bir büyük savaşın 2029 gibi erken bir tarihte NATO topraklarında gerçekleşebileceğini öne sürdü. “Elbette bunu istemiyoruz. Ama umut bir liderlik ilkesi değildir,” diyen Breuer, tehdidin adını koymanın ve açıkça tartışmanın toplumsal direnci güçlendirdiğini savundu.

Genç subayların sunduğu öneriler, birçok bakımdan temel düzeydeydi. Ancak bu önerilerin henüz hayata geçirilmemiş olması, savunma hazırlığı açısından durumun ciddiyetini ortaya koydu. Katılımcıların amacı farkındalık yaratmaktı — ve bunu başardılar.