Almanya’da askerlik hizmetinin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte siyasi ve toplumsal tartışmalar da yoğunlaşıyor. Savunma Bakanı Boris Pistorius’un hazırladığı yasa taslağına göre, gönüllü başvurular yetersiz kaldığı takdirde, askerlik hizmeti Almanya Federal Meclisi’nin onayıyla yeniden zorunlu hale gelebilecek. Söz konusu düzenleme, özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırıları sonrası değişen güvenlik ortamı çerçevesinde aciliyet kazanmış durumda.
Ancak askeri uzman ve gazeteci Thomas Wiegold, yalnızca yasal değişikliklerin yeterli olmayacağı uyarısında bulundu. Wiegold’a göre, savunma politikalarının etkinliği için kamuoyundaki askerlik algısının da yeniden şekillenmesi şart.
“Yalnızca Yasayı Çıkarmak Yetmez”
Wiegold, Almanya'da askerlik hizmetinin askıya alındığı 2011 yılından bu yana yalnızca zorunlu hizmetin değil, aynı zamanda buna bağlı tüm altyapının da ortadan kaldırıldığını hatırlatıyor. “Bugün Bundestag askerliği tekrar yürürlüğe koysa dahi, Bundeswehr kime çağrı göndereceğini ya da kimi değerlendirmeye alması gerektiğini bilemez” diyen uzman, reformun yalnızca yasal düzenlemeyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurguluyor.
Savunma Bakanı Pistorius’un, askerlik hizmetini yeniden yapılandırırken temel taşları adım adım ördüğünü belirten Wiegold, en dikkat çekici yeniliklerden birinin ücret politikası olduğunu ifade ediyor. Geçici asker statüsünde olacak kişilere, geçmişe kıyasla çok daha yüksek maaşlar ödenmesi planlanıyor. Wiegold’a göre bu durum askerliği daha cazip hale getirse de, mali yük açısından ciddi tartışmalar yaratabilir.
Toplumsal Algı Değişmeli
Wiegold, Almanya’da Bundeswehr’in toplum içinde yeterince görünür olmadığını belirtiyor. “Birçok şehirde asker görmeniz artık mümkün değil. Oysa eskiden, askerler hafta sonları üniformalarıyla trenlerde seyahat ederken toplumla doğrudan temastaydı” diyen uzman, özellikle genç nesillerin askerlikle bağının neredeyse tamamen kopmuş olduğunu dile getiriyor.
Baltık ülkeleri veya Polonya gibi sınır hattında yaşayan toplumlarla Almanya’daki tehdit algısının farklı olduğuna dikkat çeken Wiegold, Alman kamuoyunun bu konuda gerçek bir farkındalık geliştirmesi gerektiğini savunuyor. “Barış içinde büyüyen bir neslin güvenlik konularına mesafeli olması anlaşılabilir, ancak bu koşullar kalıcı değil” diye uyarıyor.
Sadece Gençler Değil, Tüm Toplum Tartışmalı
Askerlik hizmeti genellikle genç nesillerle ilişkilendirilse de Wiegold, bu alanda sadece gençlerin değil, askerlikten muaf olan eski kuşakların da sorumluluğunu tartışmak gerektiğini savunuyor. “Bu sadece bir nesil meselesi değil, tüm toplumsal yapıyı ilgilendiren bir güvenlik konusu” diyor.
Personel ve Yedek Sisteminde Ciddi Açıklar Var
Uzman, Bundeswehr’in sadece aktif güçlerini değil, aynı zamanda yedek kuvvet kapasitesini de genişletmesi gerektiğini belirtiyor. “Yıllardır yedek asker sistemine yatırım yapılmadı. Emekli olanlara ‘Göreve dönmek ister misiniz?’ bile denmedi. Bu bir ihmaldi ve bugün sonuçlarını yaşıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Wiegold’a göre Bundeswehr’in önümüzdeki yıllarda en az 100.000 kişilik bir yedek kuvvet oluşturması gerekiyor. Olası bir kriz anında bu kapasitenin devreye girmesi hayati öneme sahip olacak.
Yedek Kuvvetler Komutanı Kerry Hoppe de kısa süre önce yaptığı bir açıklamada, ordu içindeki aşırı bürokrasiye dikkat çekerek, birçok askerin görevini doğrudan yerine getirmediğini, bunun da operasyonel kapasiteyi düşürdüğünü belirtmişti. Hoppe, bürokratik yükün azaltılmasıyla birlikte askerlik hizmetinin daha verimli hale getirilebileceğini ifade etmişti.