Almanya Federal Veri Koruma Komiseri Prof. Dr. Louisa Specht-Riemenschneider, sosyal medya platformlarında çocukların ve gençlerin maruz kaldığı risklerin giderek arttığını belirterek, 16 yaş altındaki bireyler için sosyal medya kullanımının yasaklanmasını gündeme taşıdı. Funke Medya Grubu'na konuşan Komiser, özellikle siber odaklanma, manipülasyon ve nefret söylemi gibi unsurların çocuk gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade etti.
Specht-Riemenschneider, “Gençler sosyal medya aracılığıyla hedef alınarak manipüle ediliyor. Bu durum, yalnızca bireysel güvenliği değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal gelişimi de tehlikeye atıyor” dedi. Bu bağlamda, yaşa dayalı sınırlamaların, genç kullanıcıları dijital ortamda korumanın mümkün yollarından biri olabileceğini vurguladı.
Dijital Cüzdan ile Yaş Doğrulama Önerisi
Komiser, olası bir yaş sınırının hayata geçirilebilmesi için dijital kimlik doğrulama sistemlerinin devreye alınabileceğini belirtti. Özellikle kullanıcıların kimlik belgelerini doğrudan platformlara yüklemelerinin mahremiyet açısından sakıncalı olduğuna dikkat çeken Specht-Riemenschneider, çözümün dijital cüzdan sistemlerinde olduğunu ifade etti.
“Kimlik bilgilerinin merkezi sistemlerde saklanması veri güvenliği açısından ciddi riskler taşıyor. Ancak dijital cüzdan sayesinde yalnızca yaş doğrulaması yapılabilir, kişisel verilerin tamamının paylaşılması gerekmez,” dedi. Bu yöntemin, yalnızca gerekli bilgilerin kullanıcı kontrolünde paylaşılmasını sağladığını belirtti.
Merkezi Olmayan Veri Depolama Vurgusu
Specht-Riemenschneider ayrıca, kişisel verilerin merkezi sunucular yerine, dağıtık sistemlerde tutulmasının daha güvenli bir çözüm sunduğunu ifade etti. Dijital cüzdan sistemlerinin bu konuda önemli bir adım olabileceğini vurgulayan Komiser, “Verinin nerede ve nasıl saklandığı, bireyin mahremiyetini koruma açısından hayati öneme sahip. Dijital belgelerin sadece gerektiğinde erişime açılması ve kontrolün kullanıcıda olması, çağdaş bir veri koruma anlayışının temelidir” dedi.
Veri Koruma Komiseri’nin çağrısı, dijital ortamda gençlerin güvenliğine dair süregelen tartışmalara yeni bir boyut kazandırırken, sosyal medya şirketlerinin de sorumluluklarını yeniden değerlendirmesi gerektiğine işaret ediyor.