Hükümet, Avrupa Birliği’nin 2027 yılında yürürlüğe girecek düzenlemelerini gerekçe göstererek mevcut yasal çerçeveyi daraltma yoluna gitti.
Dönüm Noktası Olarak Görülmüştü
Bir önceki federal hükümet tarafından 2023 yılında yürürlüğe sokulan tedarik zinciri yasası, gelişmekte olan ülkelerde insan haklarının korunması ve çevre standartlarının güçlendirilmesi açısından tarihi bir adım olarak değerlendirilmişti. Yasa, 1.000’den fazla çalışanı bulunan Alman şirketlerini kapsıyor ve bu şirketlerden tedarik zincirlerindeki tüm aşamalarda sorumluluk üstlenmelerini talep ediyordu. Şirketlerin, uzak coğrafyalardaki fabrikalarda veya çevreye büyük zarar veren maden ocaklarında gerçekleşen ihlalleri görmezden gelerek ürünleri hiçbir yükümlülük taşımadan Almanya pazarına sunmaları engellenmek isteniyordu.
Şirketlerden Gelen Baskı Sonuç Verdi
Ancak uygulamanın başlamasından kısa bir süre sonra yasa, iş dünyasının yoğun eleştirileriyle karşılaştı. Büyük şirketler, kapsamlı belge sunma ve sürekli denetim yükümlülüklerinin bürokratik engeller yarattığını ve maliyetleri artırdığını savunuyordu. Kabine, Çarşamba günü aldığı kararla bu eleştirilere yanıt verdi ve şirketleri belirli belge yükümlülüklerinden muaf tutan yasa değişikliği taslağını onayladı.
Geçici Çözüm: AB Düzenlemesi Bekleniyor
Yeni hükümet ilk aşamada yasanın tamamen kaldırılmasını planlıyordu. Ancak Çalışma Bakanı Bärbel Bas, AB’nin 2027’de ulusal hukuklara aktarılacak olan yeni düzenlemesini işaret ederek bu adımın ertelendiğini açıkladı. Bakan, o tarihe kadar yasanın yürürlükte kalacağını ancak yalnızca ağır insan hakları ihlalleri gibi ciddi vakaların cezalandırılacağını belirtti. Bu durum, özellikle daha küçük ölçekli ihlallerin yaptırımsız kalabileceği yönünde tartışmaları beraberinde getirdi.
Ekonomik Kazanç, Etik Kaygılar
Çalışma Bakanlığı, yapılan değişikliklerin şirketlere yılda yaklaşık 4,1 milyon avro tasarruf sağlayacağını hesaplıyor. Ancak sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütleri, ekonomik fayda gerekçesiyle yasanın sulandırılmasının etik değerleri zedeleyeceği uyarısında bulunuyor. Eleştirmenler, yasanın başlangıçtaki amacının şirketleri sadece finansal değil, aynı zamanda insani ve çevresel sorumluluk açısından da yükümlü kılmak olduğunu hatırlatıyor.
Tartışma Devam Edecek
Almanya’da tedarik zinciri yasasına ilişkin tartışmaların önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Şirketlerin üzerindeki yükümlülüklerin azaltılması, iş dünyası açısından bir kolaylık olarak görülürken, insan hakları ve çevre savunucuları bu durumun küresel ölçekte olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. AB düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte Almanya’nın bu alanda yeniden daha sıkı kurallar getirmesi gündeme gelecek. Ancak o tarihe kadar, tedarik zincirlerinde yalnızca en ağır ihlallerin takip edilmesiyle yetinileceği kesinleşmiş durumda.