Berlin’de Yüzme Yasağına Karşı Spree Nehri’nde Protesto
Berlin’de Yüzme Yasağına Karşı Spree Nehri’nde Protesto
İçeriği Görüntüle

Alman gazetesi Die Zeit, Alman hükümetinin İsrail’e silah gönderme sürecine dair yeni ve çarpıcı ayrıntılar yayımladı. Habere göre, merkez solcu Şansölye Olaf Scholz’un görevde olduğu dönemde, özellikle Gazze’deki askeri operasyonların uluslararası tartışma yarattığı bir zamanda İsrail’e güçlü Matador roketatarlarının gönderilmesine onay verildi. Bu kararın alınma süreci, kamuoyundan tamamen gizli yürütülen ve sadece üst düzey isimlerin yer aldığı Federal Güvenlik Konseyi toplantılarında şekillendi.

Gizli Toplantılar ve Karar Alma Mekanizması

Die Zeit’ın aktardığına göre, Almanya’da yurt dışına silah ihracatıyla ilgili kararlar, Federal Güvenlik Konseyi tarafından alınıyor. Bu konsey, şansölye, şansölyelik başkanı, dışişleri ve savunma bakanları gibi kilit isimlerden oluşuyor. Toplantılar, böcek geçirmez özel odalarda yapılıyor ve görüşülen konuların dışarı sızdırılması suç teşkil ediyor. Haberde, Scholz’un güvenlik politikası danışmanı Jens Plötner’in bu görüşmelerde etkili bir rol oynadığı belirtildi.

7 Ekim Sonrası Değişen Dengeler

İsrail, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te düzenlediği terör saldırılarının ardından Gazze’de geniş çaplı bir askeri operasyon başlatmıştı. Operasyon ilerledikçe, İsrail ordusu savaş suçları iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Buna rağmen, 2024’ün ikinci yarısında Almanya’nın İsrail’e silah desteğini sürdürmesi dikkat çekti. Matador roketatarlarının gönderilmesi, uluslararası kamuoyunda eleştirilerle karşılandı ancak Alman hükümeti, müttefik ülkelere desteğin stratejik bir öncelik olduğunu vurguladı.

Silah İhracatında Almanya’nın Rolü

Almanya, 2024 yılında İsrail’e yaklaşık 160 milyon avroluk silah ihracatına onay verdi. Bu ihracatlar arasında roketatarların yanı sıra çeşitli askeri teçhizatlar da yer aldı. Die Zeit’ın haberine göre, söz konusu silah satışları, sadece İsrail’in güvenliği için değil, aynı zamanda Almanya’nın Orta Doğu’daki siyasi etkisini koruma hedefiyle de bağlantılıydı.

Kamuoyunda Şeffaflık Tartışmaları

Haberde öne çıkan bir diğer nokta ise, bu kararların tamamen kapalı kapılar ardında alınması oldu. Muhalefet partileri ve bazı insan hakları örgütleri, silah ihracatıyla ilgili süreçlerde şeffaflığın artırılması gerektiğini savunuyor. Eleştiriler, özellikle Gazze’deki sivil kayıplar ve uluslararası hukukun ihlali iddiaları üzerinden yoğunlaşıyor.

Bu gelişmeler, Almanya’nın dış politika ve savunma stratejisinde, müttefiklerle ilişkiler ile insan hakları hassasiyetleri arasındaki dengeyi nasıl kurmaya çalıştığını bir kez daha gündeme taşıyor.