Etkinlik, katılımcıların sembolik olarak suya atlayıp yüzmesiyle dikkat çekti.
1925’ten Bu Yana Yüzmek Yasak
Spree Nehri’nde yüzmek, Mayıs 1925’te alınan bir kararla yasaklandı. Yasağın gerekçesi, hem suyun kirli olması hem de yoğun gemi trafiği nedeniyle güvenlik risklerinin bulunmasıydı. Ancak aradan geçen yaklaşık 100 yıl içinde, yerel sivil toplum kuruluşları ve çevre aktivistleri, nehrin hem temizlenmesini hem de yeniden yüzmeye açılmasını talep ediyor.
Siyasi Destek Arttı
Protestoya yalnızca çevreciler değil, bazı siyasetçiler de destek verdi. Berlin eyalet parlamentosu Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekili Mathias Schulz, Spree’nin şehir yaşamına entegre edilmesi gerektiğini savunarak, “Doğayı ve şehri birleştirebileceğimizin bir sembolü olurdu” dedi. Sol Parti (Die Linke) üyesi Kerstin Wolter ise, Berlin’de açık ve kapalı yüzme tesislerinin yetersizliğine dikkat çekerek yasağın kaldırılması çağrısında bulundu.
Yeşiller Partisi’nden ve Berlin’in merkezi Mitte ilçesinin belediye başkanı olan Stefanie Remlinger de protestoya katılanlara seslenerek, “Yüzmenizi görmek istiyorum!” diyerek destek verdi.
Yetkililerin Endişeleri
Berlin Senatosu ise yasağın kaldırılmasına temkinli yaklaşıyor. Yetkililer, Spree Nehri ve Spree Kanalı’nın bazı bölümlerinin nakliye amaçlı kullanılan federal su yolları olduğunu hatırlatarak, güvenlik ve su kalitesi konusundaki endişeleri dile getirdi. Yapılan ölçümlere göre, özellikle merkez bölgelerde suyun kalitesi yüzme standartlarının altında olabiliyor.
Polis Müdahalesi
Berlin polisi, kayıtlı protesto alanının dışında nehre atlayan bazı gruplara müdahale etti. Tahliye emri verilen bu kişiler, kıyıya çıkarıldı. Buna rağmen etkinlik genel olarak barışçıl geçti ve yüzme yasağı konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.