Kendisine yönelik suçlamaların asılsız ve kasıtlı olduğunu belirten Brosius-Gersdorf, yapılan eleştirilerin yalnızca kişisel değil, aynı zamanda demokratik süreci hedef aldığını vurguladı.
Potsdam Üniversitesi’nde anayasa hukuku alanında ders veren Prof. Dr. Brosius-Gersdorf, ZDF tarafından da incelenen bir açık mektupta, basında yer alan bazı haberlerin "yanıltıcı, eksik ve önyargılı" olduğunu ifade etti. İddiaların gerçekle bağdaşmadığını söyleyen hukukçu, bu tür yayınların amacının kişisel itibarı değil, doğrudan seçim sürecini sabote etmek olduğunu dile getirdi. “Bu tasvirler gerçeklere değil, siyasi çıkar hesaplarına dayanıyor,” dedi.
“Aşırı Sol” Etiketine Tepki: “İftiracı ve Gerçek Dışı”
Brosius-Gersdorf, bazı çevreler tarafından “aşırı sol” ya da “radikal solcu” olarak nitelendirilmesini sert bir dille reddetti. Bu tür tanımlamaların kasıtlı biçimde itibarsızlaştırmaya yönelik olduğunu belirten hukukçu, bu suçlamaların gerçekle bağdaşmadığını, akademik kimliği ve çalışmalarının da bu iddiaları çürüttüğünü söyledi.
Kendisini merkez sağ çizgide konumlandırdığını vurgulayan Brosius-Gersdorf, eleştirilerin genellikle bağlamından koparılmış ifadeler ve seçmeci yorumlarla kurgulandığını ifade etti. “Bu, düşüncelerimin çarpıtılması ve kamuoyuna yanlış bir imaj sunulması anlamına geliyor,” diyerek karşı tepkisini dile getirdi.
İsimsiz Saldırılara Tepki: “Çelişkili ve Endişe Verici”
Frauke Brosius-Gersdorf, açıklamasında bazı siyasetçilerin medya üzerinden yürütülen saldırılara isim vermeden destek vermesini de eleştirdi. Bir yandan anonim şekilde karalama kampanyalarına katılanların, diğer yandan kendilerine yönelik eleştirilerden korunma talep etmesini “çelişkili” bulduğunu söyledi. “Demokratik bir devlette, siyasi sorumluluk taşıyan kişilerin isimsiz yorumlarla katkı sunması endişe verici bir durumdur,” ifadesini kullandı.
CDU/CSU’dan Seçime Engel: Kürtaj Tartışması Gölge Düşürdü
Geçtiğimiz hafta Federal Meclis’te yapılması planlanan üç yeni anayasa yargıcı seçimi, CDU/CSU’nun Brosius-Gersdorf’e yeterli desteği vermemesi nedeniyle iptal edildi. Bu tutumun arkasında, hukukçunun kürtaj yasaları konusundaki liberal yaklaşımının yattığı iddia ediliyor. Özellikle muhafazakâr çevreler, bu pozisyonu nedeniyle adayın tarafsızlığına şüpheyle yaklaşıyor.
Ancak SPD kanadı geri adım atmaya niyetli değil. Parti grubundan yapılan açıklamada, Brosius-Gersdorf’un adaylıktan çekilmesinin söz konusu olmadığı net biçimde ifade edildi. Hukukçu ise kamuoyuna yaptığı açıklamada bu konuya doğrudan değinmedi.
Akademik Destek Büyüyor: 300 Hukukçudan Ortak Mektup
Frauke Brosius-Gersdorf, yalnızca siyasi çevrelerden değil, hukuk ve akademi dünyasından da güçlü bir destek aldı. Aralarında profesörler, hâkimler ve deneyimli avukatların bulunduğu yaklaşık 300 hukukçu, yayımladıkları açık mektupta hem adayın kişiliğine hem de sürecin yönetilme biçimine ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Mektupta, adayın karşılaştığı muamelenin yalnızca kendisine değil, hukuk kurumlarına ve demokratik düzene de zarar verebileceği uyarısında bulunuldu.
Brosius-Gersdorf’un, uzmanlık çevrelerinde son derece saygın bir anayasa hukuku profesörü olarak tanındığına dikkat çeken imzacı akademisyenler, onun görüşlerinin farklılık taşıyabileceğini ancak radikal ya da uç noktada olmadığını savundu. “Bu tür etiketlemeler, hukukî tartışmalar konusundaki yetersizliğin bir yansımasıdır,” ifadelerine yer verildi.
Siyasi Sorumluluk Çağrısı: “Hazırlıksızlık ve Omurgasızlık”
Ortak mektupta siyasetçilere yönelik eleştiriler de yer aldı. CDU/CSU’nun geri adım atmasının, siyasi cesaret eksikliğinin bir göstergesi olduğu belirtilerek, bazı milletvekillerinin Potsdam Üniversitesi’ne baskı yaparak Brosius-Gersdorf hakkında işlem talep etmeleri ise “akademik özgürlüğe açık bir saldırı” olarak tanımlandı. Özellikle yöneltilen intihal suçlamalarının hukuki zeminden yoksun olduğu, bu yaklaşımın ise hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı vurgulandı.