Leipzig’de başlayan duruşma, hukuki boyutu kadar siyasi ve toplumsal yansımalarıyla da dikkat çekiyor.

Federal İdare Mahkemesi'nde görülen davanın merkezinde, derginin baş editörü Jürgen Elsässer ve onun aşırı sağcı söylemlerle çizdiği yayın politikası yer alıyor. Haziran 2024’te dönemin İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) tarafından yasaklanan Compact dergisi, bu karara karşı dava açtı. İlk aşamada mahkeme, ifade ve basın özgürlüğünü gerekçe göstererek yasağı geçici olarak askıya aldı. Ancak şimdi ana duruşma başladı ve kararın yönü belirsiz.

"Bir Diktatör Gibi Yönetiyorum"

Duruşma başlamadan önce mahkeme binasının önünde gazetecilere açıklama yapan Elsässer, kendisini adeta bir özgürlük savaşçısı gibi sunarak süreci Nazi dönemine göndermelerle karşılaştırdı. İçeride ise kendisini “yazı işleri ofisinde bir diktatör” olarak tanımladı. Yani, Compact üzerindeki tek ve mutlak otorite olduğunu açıkça beyan etti. Bu açıklama, Compact’ın gerçekten bir “dernek” mi yoksa şahsi bir platform mu olduğu sorusunu da yeniden gündeme getirdi.

Hukuki Tartışmaların Göbeğinde Basın Özgürlüğü Var

Compact’ı savunan avukat Ulrich Vosgerau, duruşmanın daha ilk dakikalarında yargıçlara güvensizlik sinyalleri verdi. Açılış konuşmasında Almanya hukuk sisteminde alışılmadık şekilde mahkeme yapısını sorguladı. Mahkeme Başkanı Ingo Kraft ise tartışmaları kontrol altına almakta zorlandı. Dava, teknik yasal argümanların ötesinde, açıkça ideolojik bir çatışma alanına dönüşme sinyalleri verdi.

Mahkemede öne çıkan ilk konu, bir derneği yasaklamak için öngörülen yasal aracın bir medya organı olan Compact’a uygulanabilir olup olmadığıydı. İçişleri Bakanlığı’nın savunması, Compact’ın sıradan bir basın kuruluşu olmaktan ziyade, anayasal düzene karşı sistemli bir kampanya yürüttüğünü öne sürüyor.

Compact Gerçekten Bir Dernek mi?

Compact yetkilileri derginin “tek kişilik limited şirket” olmadığını savunuyor, ancak Jürgen Elsässer'in yayın süreci üzerindeki mutlak kontrolü bu iddiayı zayıflatıyor. Aynı zamanda Compact'ın birçok içeriğinin kimlikçi hareketle ve aşırı sağcı çevrelerle bağının bulunması, mahkemenin dikkatini çeken unsurlar arasında.

Siyasi Destek ve Medya İklimi

Stegner: “Rusya Askerî Olarak Yenilemez”
Stegner: “Rusya Askerî Olarak Yenilemez”
İçeriği Görüntüle

Duruşmayı sadece hukukçular ve gazeteciler değil, aynı zamanda aşırı sağcı çevrelerden gelen etkileyiciler de takip ediyor. Bunlar arasında Instagram'da "Almanya'nın en tehlikeli hesabı" olarak tanınan Paul Klemm gibi figürler yer alıyor. Dava, aşırı sağcı medyanın toplumsal etkisini ve devletin buna karşı nasıl bir çizgi izlemesi gerektiğini belirleyecek sembolik bir mücadeleye dönüşmüş durumda.

Anayasal Düzen Tartışması Belirleyici Olacak

Davanın esas odak noktası, Compact’ın Almanya’nın anayasal düzenine karşı bir tehdit oluşturup oluşturmadığı. Temel Yasa’ya göre bir kuruluşun yasaklanabilmesi için bu şartın açıkça karşılanması gerekiyor. İçişleri Bakanlığı temsilcileri, Compact’ın yalnızca Alman vatandaşlığına dayanan, dışlayıcı bir “halk” tanımı benimsediğini ve bunun anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurguluyor.

AfD Yasağıyla Olası Parallelikler

Compact davası, potansiyel olarak Almanya’daki en büyük sağ popülist parti olan AfD’ye yönelik olası yasak tartışmalarına da zemin hazırlıyor. Dava, bir medya organının ya da siyasi hareketin ifade özgürlüğü çerçevesinde mi değerlendirileceği, yoksa anayasal düzene yönelik sistemli bir tehdit olarak mı görüleceği sorusunun test edildiği bir örnek haline geldi.

Belirsiz Ama Kritik

Mahkeme şimdilik kararını açıklamış değil. İlk gün yapılan yoğun tartışmalar ve tarafların sert tutumları, sürecin kolay çözümlenmeyeceğini gösteriyor. Dava yalnızca Compact’ın geleceğini değil, aynı zamanda Almanya’da aşırı sağ ile hukuk devleti arasındaki mücadelede hangi sınırların geçileceğini de belirleyecek. Karar ne olursa olsun, bu dava Almanya'da demokrasi, ifade özgürlüğü ve toplumsal bütünlük üzerine yürütülen tartışmalarda uzun süre yankı bulacak gibi görünüyor.