Tokyo’yu Berlin’in Asya’daki “önemli ortağı” olarak nitelendiren Wadephul, Almanya ve Japonya’nın “uzun süreli, derin ve yakın bir dostluğa” sahip olduğunu vurguladı.
Japonya Dışişleri Bakanı Takeshi Iwaya ile ortak basın toplantısında konuşan Wadephul, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlılığın iki ülkeyi birbirine yakınlaştırdığını, özellikle de kriz ve çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde bu değerlerin daha da belirleyici hale geldiğini söyledi. Wadephul, Ukrayna, Gazze ve İran’daki gelişmelerin “dostlar ve doğal müttefikler arasındaki yakın iş birliğini zorunlu kıldığını” belirtti.
Japon mevkidaşı Iwaya da, yerleşik uluslararası düzene yönelik tehditler karşısında Almanya ve Japonya’nın G7 üyeleri olarak güçlü bir ortaklık sergilemesinin önemine işaret etti.
Çin’e yönelik eleştiriler
Wadephul, Asya-Pasifik’te giderek artan gerilimlerin kaynağı olarak Çin’i işaret etti. Tayvan Boğazı ile Doğu ve Güney Çin Denizi’ndeki gelişmeleri “saldırgan” olarak nitelendiren Alman bakan, Pekin’in “sınırları tek taraflı değiştirme girişimlerinin küresel güvenlik ve ekonomi için ciddi sonuçlar doğurabileceğini” söyledi.
Ayrıca Çin’in Ukrayna’daki savaşta Rusya’ya sağladığı desteği eleştiren Wadephul, “O olmadan bu savaş mümkün olmazdı. Çin, Rusya’nın en büyük çift kullanımlı mal tedarikçisi ve en önemli enerji müşterisi. Moskova’nın Ukrayna’daki savaşı Pekin sayesinde sürüyor” ifadelerini kullandı.
Wadephul, temasları kapsamında Japonya Başbakanı Şigeru İşiba ve ekonomi bakanlarıyla görüşecek, ardından Endonezya’ya geçmeden önce bir barış vakfında konuşma yapacak.
Pekin’den yanıt
Çin Dışişleri Bakanlığı ise Almanya’nın açıklamalarına tepki gösterdi. Sözcü Mao Ning, Doğu Çin Denizi ve Güney Çin Denizi’ndeki durumun “genel olarak istikrarlı” olduğunu savundu ve “İlgili tarafları çatışmayı kışkırtmak yerine diyalog ve istişare yoluyla sorunları çözmeye çağırıyoruz” dedi. Mao, ayrıca Tayvan meselesinin Çin’in iç işi olduğunu vurguladı.
