Şansölyelik seçimlerinin yapıldığı gün, FDP’nin meclisteki grup odası sessizce boşaltıldı. Parti standı söküldü, eşyalar kolilere yerleştirildi ve bir araca yüklenerek bina dışına çıkarıldı. Böylece FDP’nin Bundestag’daki varlığı – en azından şimdilik – resmen sona erdi. Ancak parti geri dönmeyi hedefliyor. Bu nedenle kongrede alınacak kararlar, liberal siyasi geleceğin rotasını çizecek.
Yeni Kadro, Yeni Umut
Kongrede tüm parti yönetimi yeniden seçilecek. Parti lideri Christian Lindner görevi bırakmaya hazırlanıyor. Yerine geçmesi beklenen isim ise mevcut parlamento grubu başkanı Christian Dürr. Şu ana dek kendisine rakip bir aday çıkmadı.
48 yaşındaki Dürr, “yeni beyinler ve tanıdık yüzlerden” oluşan bir ekiple yola çıkmak istiyor. Ekibe dahil edilmesi beklenen iki yeni isim: 35 yaşındaki Avrupa Parlamentosu üyesi Svenja Hahn ve 38 yaşındaki Kuzey Ren-Vestfalya milletvekili Henning Höne. Üçüncü başkan yardımcılığı koltuğuna ise deneyimli bir isim, Wolfgang Kubicki aday. 73 yaşındaki Kubicki, “Parti görünür kalmalı ve bunun için net bir çerçeveye ihtiyacımız var” diyerek güçlü bir pozisyon mesajı veriyor.
Parti liderliğinde yer alması beklenen diğer isimler arasında Marie-Agnes Strack-Zimmermann ve Federal Maliye Bakanlığı’ndan tanınan Florian Toncar da bulunuyor. Toncar, Baden-Württemberg kökenli ve geçmişte iki kez Bundestag’da görev aldı. Umudu yüksek: “Güçlü bir stratejiyle hareket edersek, yeniden çıkış mümkün olabilir.”
Christian Lindner’ın Mirası ve Sorgulanan Kararlar
Parti kongresinde yalnızca isimler değil, geçmiş de masaya yatırılacak. Lindner’a veda edilirken, onun liderliğinde yapılan hatalar da tartışılacak. 2013’te FDP’yi kurtaran isim olarak anılan Lindner, 2017’de partiyi meclise geri taşımış, ancak o zamanki “Yanlış yönetmektense hiç yönetmemek daha iyidir” sözüyle Jamaika koalisyonundan çekilmişti.
2021’de ise aynı kararlılığı sergileyemedi ve FDP, SPD ile Yeşiller’in yer aldığı trafik ışığı koalisyonuna dahil oldu. Bu süreçte borç freni, hız sınırı, içten yanmalı motorlar gibi temel FDP ilkeleri çatışmaya girdi. Isıtma Yasası gibi tepki çeken düzenlemelerde FDP’nin imzası vardı. Şimdi Lindner partiyi zorlu bir sınavla baş başa bırakıyor.
Yeniden Yapılanma: Değişim mi, Sadakat mi?
Parti içinde farklı görüşler var. Bazıları yeni bir program ve daha geniş bir taban istiyor. Ancak bu, FDP’nin aylarını iç tartışmalarla geçirmesi anlamına gelir ki zaman baskısı bu ihtimali zayıflatıyor. Florian Toncar bu konuda temkinli: “Programımızı geliştirmeliyiz ama FDP özüne sadık kalmalı. Yönümüzü değiştirmeye gerek yok, liberal duruşumuz doğru.”
Toncar ayrıca, partinin korkuya değil, umuda dayalı bir siyaset anlayışını sürdürmesi gerektiğini belirtiyor. AfD veya BSW gibi partilerin yükselişi karşısında pozitif ve merkezde duran bir çizgi öneriyor.
Ancak iç tartışmalar bitmiş değil. Wolfgang Kubicki, net mesajlar verilmesi gerektiğini savunurken, Aşağı Saksonya FDP lideri Konstantin Kuhle daha dikkatli olunması gerektiğini düşünüyor. Kuhle’ye göre FDP, siyasi merkezde kalmalı ve popülist bir protesto partisine dönüşmemeli: “Gerçeklikle her temasında çöken bir burjuva isyan partisi değil, merkezde sorumluluk alan bir aktör olmak istiyoruz.”