Budapeşte’deki “Onur Günü” Saldırıları
Mahkeme kayıtlarına göre Hanna S., Şubat 2023’te Budapeşte’de düzenlenen ve Avrupa’daki aşırı sağcı grupların 1945’te Nazi ve Macar güçlerinin Kızıl Ordu kuşatmasını yarma girişimini anmak amacıyla gerçekleştirdiği “Onur Günü” etkinliklerinde saldırı düzenleyen bir grubun parçasıydı. Hakimler, sanığın cop, çekiç ve biber gazı kullanan kişilerle birlikte hareket ettiğini ve hedef alınanların aşırı sağ görüşlü olduklarından şüphelenildiğini tespit etti. Olaylarda bir kişi ciddi kafa travması geçirirken, diğer mağdurlar kesik ve morluklarla yaralandı.
Cezada İndirime Gidildi
Savcılık, Hanna S. için cinayete teşebbüs suçlamasıyla dokuz yıla kadar hapis cezası talep etmişti. Ancak mahkeme, bu talebi reddederek suçlamaları ağırlaştırılmış saldırı ve örgüt üyeliği kapsamında değerlendirip ceza süresini beş yıl olarak belirledi. Bu karar, davada hukuki sınırların çizilmesi açısından dikkat çekici bulundu.
Savunma Avukatından Sert Tepki
Sanığın avukatı Yunus Ziyal, söz konusu saldırıların gerçekleştiği etkinliği “neo-Nazi gösterisi” olarak nitelendirdi. Ziyal, müvekkilinin beraat etmesi gerektiğini savunarak ayrıca tutukluluk süresi için tazminat talebinde bulundu. Mahkemenin bu talepleri reddetmesi üzerine savunma tarafının karara itiraz etmesi bekleniyor.
Daha Geniş Bir Soruşturmanın Parçası
Dava, Alman ve Avrupa güvenlik birimlerinin “Budapeşte kompleksi” olarak adlandırdığı daha kapsamlı bir soruşturmanın önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu kapsamda birçok kişi hakkında inceleme yürütülüyor. Ocak ayında yedi şüphelinin yetkililere teslim olduğu, altı kişi hakkında ise Düsseldorf Yüksek Bölge Mahkemesi’nde ayrı bir dava sürecinin başladığı bildirildi.
Avrupa’da Artan Siyasi Şiddet Endişesi
Uzmanlar, Budapeşte’deki saldırılarla bağlantılı davaların yalnızca bireysel bir suçun ötesinde, Avrupa genelinde siyasi şiddetin yükselişine dair kaygıları da yansıttığını belirtiyor. Aşırı sağ ve aşırı sol gruplar arasındaki çatışmaların giderek şiddetlenmesi, güvenlik birimleri açısından önümüzdeki dönemde daha geniş kapsamlı soruşturmaların habercisi olarak değerlendiriliyor.