Mahkeme, suçun ciddiyetini vurgulayarak ihtiyati tutuklama kararı da verdi. Olayın ardındaki olası aşırı sağcı motivasyon ise tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Almanya’nın Solingen kentinde 25 Mart 2024’te meydana gelen ve dört kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan kundaklama saldırısına ilişkin davada karar verildi. Wuppertal Bölge Mahkemesi, 40 yaşındaki sanık Daniel S.’yi dört kişiyi kasten öldürmek ve ağır kundaklama suçlarından dolayı müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, ayrıca sanığın tehlikeliliği göz önüne alınarak, cezasının ardından ihtiyati tutukluluk uygulanmasına hükmetti.

Kararın açıklanmasının ardından mahkeme, hayatta kalan mağdurlar ve yakınları lehine 2.000 ila 20.000 euro arasında değişen tazminat ödenmesine karar verdi.

Suçunu Kabul Etti: “Akıl Almaz Acılar Çektim”

Sanık Daniel S., duruşma sürecinde suçunu itiraf ederek, yangını kasten başlattığını kabul etti. Kapanış konuşmasında, “Yaptıklarımla akıl almaz acılar çektim. Sevdiklerimin kaybından ben sorumluyum. Zamanı geri alamam ama içtenlikle pişmanım,” ifadelerini kullandı. Sanık, ayrıca olaydan kısa bir süre sonra başka bir şahsa pala ile saldırıda bulunduğunu da itiraf etmişti.

Savcı, Pazartesi günü Daniel S. için azami cezanın uygulanmasını talep etmişti. Davaya mağdurların yakınları da müdahil olurken, duruşma boyunca sanığın olası aşırı sağcı motivasyonları yoğun tartışmalara yol açtı.

Almanya'da Federal Bütçede Dev Açık
Almanya'da Federal Bütçede Dev Açık
İçeriği Görüntüle

Aşırı Sağcı Bağlantı Tartışması: Avukattan Delil, Savcılıktan Ret

Mağdur tarafı temsil eden avukat Seda Başay-Yıldız, sanığın aşırı sağcı görüşlere sahip olduğunu öne sürerek YouTube aramaları, Google geçmişi ve garajında bulunan ırkçı içerikli bir not gibi çeşitli delilleri mahkemeye sundu. Başay-Yıldız, polisin bu yöndeki soruşturmaları ihmal ettiğini belirterek, “Soruşturmalar toplumdaki yansımanın bir parçasıydı; sağcı eğilimler sürekli küçümsendi,” dedi. Ayrıca, polisin bazı bulguları kamuoyundan kasten gizlediğini savundu.

Buna karşın, savcılık bu iddiaların yeterli kanıt içermediğini belirterek, “Sanığın evinde bulunan materyaller spekülatif nitelikte, gerçek bir delil teşkil etmiyor,” değerlendirmesinde bulundu. Özellikle, garajda bulunan materyaller arasında sol eğilimli hiciv partisi Die Partei’ye ait belgelerin de yer aldığına dikkat çekildi.

Savcı Christopher Bona, sanığın dijital geçmişinin kapsamlı biçimde incelendiğini, ancak herhangi bir radikalleşme belirtisi veya aşırı sağcı grupla bağına dair bulgu elde edilmediğini vurguladı.

Kundaklama Gecesi: Dört Kişilik Aile Yangında Hayatını Kaybetti

Sanık Daniel S., olay gecesi saat 02:30 sularında Solingen’de eski bir ahşap evin koridorunda yanıcı madde kullanarak yangın çıkardı. Yangın, özellikle binanın çatı katında yaşayan dört kişilik Bulgaristanlı Z. ailesi için ölümcül oldu. Merdiven boşluğu hızla alevler içinde kalırken, ailenin kaçış imkânı kalmadı. 29 yaşındaki baba, 28 yaşındaki anne ve henüz üç yaşını doldurmamış iki küçük kız çocukları olay yerinde hayatını kaybetti.

Sanık, yangını başlatma nedenini, ev sahibiyle yaşadığı kişisel bir anlaşmazlık olarak gösterdi. Kundaklamadan kısa bir süre sonra, başka bir olayda bir şahsa pala ile saldırdığı gerekçesiyle tutuklandı. Bu olayın ardından yapılan psikiyatrik değerlendirme, Daniel S.’nin son derece tehlikeli bir kişi olduğunu ortaya koydu.

Toplumda Güvenlik ve Soruşturma Pratiklerine Dair Yeni Soru İşaretleri

Solingen saldırısı davası, yalnızca bireysel bir suçun yargılanması değil, aynı zamanda aşırı sağcı motivasyonların yeterince ciddiye alınıp alınmadığı ve polis soruşturmasının tarafsızlığı gibi konuları da gündeme taşıdı. Mahkeme, suçun vahameti nedeniyle en ağır ceza olan müebbet hapis kararını verirken, kamuoyunda aşırı sağ tehdidine karşı reflekslerin zayıflığı konusunda yeni tartışmaların fitili ateşlendi.