TÜRKİYEDE KENTSEL DÖNÜŞÜM VE SORUNLARI

Çalışma alanımız Asya kıtasın batısında 36-42° Kuzey enlemleri ile 26- 45° Doğu boylamları arasında yer almaktadır. Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan bir köprü özelliğindeki Türkiye, Asya’da ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları; Yunanistan, Bulgaristan (Avrupa Kıtası), Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti), İran, Irak ve Suriye‘dir (Harita 1).

1-12

Kentsel dönüşüm, şehrin bir bölümünün veya ciddi anlamda büyük bir kısmının proje kapsamında sistematik bir şekilde mevcut yapı stoklarının olası depremlere karşı toprak zeminin ve üzerindeki yapının risk değerlerinin belirlenmesi, olası depremde yıkılması ve yıkılırken çevredeki diğer yapılara zarar vermesi olasılıklarının da içine katılarak, riskli toprak zemin ve riskli yapıların kullanım dışına çıkarılarak yerine toprak zeminin yapısına uygun temelli yapıların yapılması ve bu sayede olası depremlerde yaşanabilecek can ve mal kaybının en aza indirmek için yapılan kamusal çalışmalardan biridir.

I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı sonrası kentsel dönüşüm ön plana çıktığı dönemler olmuştur. Savaşlarda yıkılan şehirlerin inşası kentsel dönüşüm olarak planlanmıştır ve şehirlerin kültürel ve tarihsel değerlerini korumak öncelik olmuştur.

2012 yılında AK Parti hükümetinin depreme yönelik olarak hazırladığı 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile birlikte “Kentsel Dönüşüm” kavramı gündemimize gelmiştir. Bu kanunda 'Riskli Yapı' ve 'Riskli Alan' diye iki çeşit tanım yapılmıştır. Halkın riskli yapıların depremlere dayanıklı hale getirilmesi sürecini de “Kentsel Dönüşüm” kavramı ile ifade etmeye başlaması sonucu 6306 sayılı kanun Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak telaffuz edilegelmiştir.

Yapılan eleştiriler arasında hak sahiplerine önerilecek konutların genelde hak sahibinin tapulu alanı dışında olan bölge ve yerlerin gösterilmesi nedeniyle sosyolojik açıdan çevre ve komşuluk ilişkilerinin zarar görmesi. Ayrıca, daha sonradan yapılacak yapıların emlak değerinin daha çabuk yükseleceği için bırakılan alanın tam değerine denk gelmeyecek yerlerin önerilmesi.

Günümüz tanımlarına uyan ilk kentlerin M.Ö. 3500 dolaylarında ortay çıktığı (Kurt, 2003: 21) genel kabul gören bir düşünce olduğuna göre, insanlı tarihinin sadece son 5500 yılını işgal eden bu yaşam tarzı, çok kısa olmasın rağmen son birkaç yüzyıl içerisinde insanlığın dünya üzerinde dağılımında çok önemli bir sonuç doğurmuştur. Öyle ki, Birleşmiş Milletler, Nüfus Birimi’nin 2007 verilerine göre, Dünya nüfusunun kentlerde yaşayan kısmı % 49,4’dur. Bu oranın 2025’te % 57,2’ye, 2050’de ise % 69,6’ya çıkacağı tahmin edilmektedir (United Nations, 2007).

Dünya nüfusunun yarısından fazlasını barındırmaya başlamış kentlerin bu gelişim sürecini sorunsuz yaşadıklarını düşünmek son derece yanıltıcıdır. İngiltere gibi endüstrileşmenin ilk yaşandığı ülkelerde bile kentlere yığılan insanların yarattığı sorunlar ve kentlerin bunlarla başa çıkmada uzun süre önemli problemler yaşadıkları bilinmektedir. Gelişmiş ülkelerde kentlerin kendilerine yönelen göç akımlarına ekonomik gelişmeleri ve sanayileşme nedeniyle ihtiyaç duymalarına rağmen, göçmenlerin sorunlarına tatminkâr bir cevap vermede hazırlıksız yakalandıkları bilindiğine göre, durumun az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki görünümünün daha da sorunlu olabileceği anlaşılmaktadır.

Ülkemizde 1950’li yıllarda başladığı ve artarak devam ettiği genel kabul gören kentleşme birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bunlardan en fazla bilindik olanları işsizlik, yerleşme, yani konut problemi, kontrolden çıkmış nüfus birikimi, kentte yaşayanlar için gerekli sosyo-ekonomik ve sağlık hizmetlerindeki eksiklikler, altyapı problemleri ve kentte ikamet etmelerine karşı kentli olmaya yabancı kalmış insanların çokluğudur.

Dünya’nın birçok bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de de, kentler, ekonomik sebepler, sosyal gelişimdeki yetersizlik, aşırı nüfus artışlarına bağlı çarpık ve plansız yerleşme alanlarının oluşturulması, yerleşme alanlarının yanlış yer seçimi ve doğal afetler gibi birçok nedenlerden dolayı yenileme çalışmaları olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle kentsel dönüşüm, yeniden yerleşim alanlarının seçilmesi ve var olan konutların iyileştirmeye yönelik proje ve uygulamalara ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca Türkiye yıkıcı depremlere neden olan Alp Himalaya deprem kuşağına girmektedir. Bu nedenle tarihsel süreç içerisinde meydana gelen depremler can ve mal kaybına neden olmaktadır (Harita 2-3).

2-15

Harita 2: Türkiye Deprem Haritası

1950 ve 1980 yılları arasında ekonomik büyüme ve sanayileşme politikası bir sanayi kenti oluşumunu ortaya çıkartırken, kırdan kente göçü ve hızlı bir kentleşmeyi de beraberinde getirmiştir. Bu kent çevresindeki kırsal veya boş alanların kentsel alana çarpık görünümü kötü, kalitesiz ve ruhsatsız yapıların dönüşümü ile sonuçlanmıştır.

Sevgili Okurlar, Türkiyede Kentsel Dönüşüm ve Sorunlarının devamı bir sonra ki yazımda sizlerle olacaktır. İyi okumalar dilerim. 😊

KAYNAKÇA:

Bayraktar, E. (2006). Gecekondu ve Kentsel Yenileme. Ankara: Ekonomik Araştırmalar Merkezi Yayınları.

Boyraz, Z., & Hoş, B. Y. (2014). Türkiye'de Kentsel Dönüşüm Uygulamaları. Zeitschrift für die Welt der Türken/Journal of World of Turks, 6(3), 45-63.

Demirsoy, M. S. (2006). Kentsel Dönüşüm Projelerinin Kent Kimliği Üzerindeki Etkisi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.

Gürler, E. (2003). Kentsel Yeniden Üretim Süreci Üzerine Karşılaştırmalı Çalışma: İstanbul Örneği. Kentsel Dönüşüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı. İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Basım-Yayın Merkezi.

Kayalar, J. (2004). Paris La Defense, Kentsel Tasarım Kuram Ve İlkeler, Mimar Sinan Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı.

United Nations, 2007.

Yalçın, C. (2010). TÜRKİYE’DE KENTLİLEŞME SORUNLARI ÜZERİNE BİR TARTIŞMA. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 28(1), 225-245.

Yüceşahin, M.M. vd. (2004) “Türkiye’de Şehirleşmenin Mekansal Dağılışı ve Değişimi”, Coğrafi Bilimler Dergisi, 2(1), 23-39.

URL 1:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kentsel_d%C3%B6n%C3%BC%C5%9F%C3%BCm sitesine 28.11.2023 tarihinde erişildi.