Baden-Württemberg'de birçok KOBİ, düşen otomobil siparişlerinin yerine silah endüstrisinden gelen taleplerle ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak bu dönüşümün sürdürülebilirliği ve ahlaki boyutları hâlen tartışmalı.
Otomotiv Krizi, Silah Sanayine Açılan Bir Kapı mı?
Peter Hodapp için bu dönüşüm kolay bir karardı. Şirketi, yakın zamanda Bundeswehr kışlaları için kapılar, savunma sanayi için ise fabrika giriş sistemleri üretmeye başladı. Hodapp, şimdiye dek Mercedes ve Porsche gibi dev otomobil üreticilerine hizmet veriyordu. Ancak siparişlerin durmasıyla birlikte şirket cirosunun yüzde 10’unu kaybetti. Hodapp, Almanya'nın yeniden silahlanma stratejisinde yeni fırsatlar görüyor:
“Burası açıkça geleceğin pazarı.”
KOBİ'ler Yeni Pazarlara Göz Kestirdi
Bu yalnızca Hodapp’a özgü bir yöneliş değil. Temmuz başında Stuttgart’ta düzenlenen bir etkinlikte, Bundeswehr ve NATO temsilcileriyle buluşan 350’den fazla KOBİ, savunma sanayiine adım atma olasılıklarını değerlendirdi. Bundan sadece birkaç yıl önce bu tür toplantılara neredeyse kimse ilgi göstermiyordu.
Campus Schwarzwald Genel Müdürü Stefan Bogenrieder bu ilginin nedenini şöyle açıklıyor:
“Ekonomik kriz uzun süredir devam ediyor. Şirketler, gerçekten kazanç sağlayabilecekleri alanlara yönelmek istiyor.”
Ancak savunma sektörüne giriş kolay değil. Sözleşmeler yüksek güvenlik standartları ve sıkı sertifikasyon süreçleri gerektiriyor. Lojistik şirketi yöneticisi Amadeu da Silva Ferreira, bu süreci şöyle yorumluyor:
“Engeller çok yüksek değilse, ülkenin güvenliği konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmek istiyoruz.”
Sessiz Dönüşüm: Ahlaki Çatışma
Tüm şirketler bu geçişi kamuoyuna açık şekilde duyurmuyor. Silah üretimiyle ilişkilendirilen “savaş vurgunculuğu” etiketi, pek çok girişimcinin geri planda kalmasına neden oluyor. Ancak bazıları bu sessizliği bozuyor.
Offenburg merkezli AITAD şirketinin yöneticisi Viacheslav Gromov, savunma sektörüne geçişi açıkça savunan nadir isimlerden biri. Otomotiv krizinden etkilenen yapay zekâ üreticisi, çalışanlarıyla yaptığı oylama sonucunda yeni bir yola çıktı:
“Soru, özgürlüğün değeri ne kadar? İnsan merkezli yapay zekâ; saldırı değil, belki de şüphe anında bir hayat kurtarmak anlamına gelir.”
Şirketin 30 çalışanı, artık geliştirdikleri yapay zekânın drone savunma sistemlerinde kullanılması için çalışıyor.
Hedef: Ekonomik Güç ve Askerî Dayanıklılık
Bu değişim yalnızca şirketlerin yönünü değil, aynı zamanda Almanya’nın gelecekteki ekonomik ve savunma politikalarını da etkiliyor. Federal hükümet, ülkenin savunma kapasitesini artırmak için milyarlarca avroluk yatırım yapıyor. Baden-Württemberg Başbakanı Winfried Kretschmann, özellikle otomotiv sektöründeki krizden etkilenen işçilerin bu dönüşüm sürecine dahil edilmesi gerektiğini savunuyor:
“Savunma sanayii nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyuyor. Küçülen sektörlerden işten çıkarılan işçiler, bu geçiş için bir fırsat olabilir.”