Ülke genelindeki pilot projeler umut verse de, teknolojinin ticarileşmesi için zamana ihtiyaç var.
Paderborn’da geleceğin test sürüşü
Paderborn Havalimanı arazisinde mühendis Michael Spengler’in sergilediği küçük bir test aracı, Almanya’nın otonom sürüş vizyonuna ışık tutuyor. Spengler, akıllı telefonundan rotayı belirleyip düğmeye bastığında araç kendi kendine harekete geçiyor. Saatte 7 kilometre hızla ilerleyen otomobil, binaların ve park halindeki araçların arasında sensörleri sayesinde güvenle yol alıyor.
Kameralar, radar ve LiDAR sensörleriyle donatılan araç, kısa bir turun ardından varış noktasında kendi kendine duruyor. Spengler, güvenlik gerekçesiyle hızın düşük tutulduğunu ancak 20–25 kilometreye kadar çıkılabileceğini vurguluyor. Deneme sürüşüne tanıklık edenler için bu, teknolojinin ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor.
NeMo projesi: “Bireyselleştirilmiş toplu taşıma”
Münih ve Monheim gibi şehirlerde yürütülen deneysel uygulamalarda henüz kaza yaşanmadı. Ancak bazı sürücüler, otonom araçların temkinli sürüş tarzından rahatsız olduklarını ifade ediyor. Bu noktada devreye, “NeMo” adlı yeni proje giriyor.
NeMo’nun konsepti, kısa mesafeleri kapsayan küçük kabinlerin bir “sürü” halinde hareket etmesine dayanıyor. Daha uzun mesafeler içinse araçlar, otonom bir çekiciye bağlanarak konvoy oluşturabiliyor. Ağustos sonunda ilk kabinlerin test sürüşlerine izin verildi. Çekici ünitenin ise geliştirme aşaması sürüyor ve ticari lansmanın 2026’da Paderborn’da yapılması planlanıyor.
Enerji verimliliği projeyi öne çıkaran en önemli unsur. Dört yolcu kapasiteli kabinler, klasik otomobillerden daha hafif ve küçük bataryalarla çalışıyor. Paderborn Üniversitesi’nden Thomas Tröster, çekici ünitenin hareket halindeyken kabinleri şarj edeceğini ve hidrojen yakıt hücresiyle destekleneceğini belirtiyor.
Kırsalda yeni mobilite modelleri
Almanya’da özellikle kırsal alanlar için otonom ulaşım büyük önem taşıyor. Paderborn yakınlarındaki Etteln köyü, bu konuda öncü örneklerden biri. “Dünyanın en akıllı köyü” unvanına sahip Etteln’de, beş yıldır akıllı telefonla rezervasyon yapılabilen e-köy araba hizmeti kullanılıyor. Belediye Başkanı Ulrich Ahle, otonom taksilerin bu hizmetin doğal devamı olacağını ve köyün dijital ikizinde testlerin şimdiden başladığını söylüyor.
Büyük şehirlerde hızlanan denemeler
Almanya’nın en büyük pilot projeleri ise Hamburg’da yürütülüyor. Şehirde toplu taşıma operatörü Hochbahn, HOLON ve Volkswagen iştiraki MOIA ile birlikte yaklaşık 20 otonom araçlık bir filo oluşturuyor. Araçlar arasında 15 yolcu kapasiteli minibüsler ve daha küçük gruplara hitap eden elektrikli otomobiller bulunuyor.
Almanya, güçlü sanayi altyapısına rağmen küresel yarışta geride kalmamak için bu projelerden hızlı sonuç almak zorunda. Uzmanlara göre, otonom sürüşün günlük hayata tam entegrasyonu için önümüzde hâlâ uzun bir yol var.
