Münih Yüksek Bölge Mahkemesi, kamuoyunda “Azerbaycan Meselesi” olarak bilinen davada eski CSU Federal Meclis üyesi Eduard Lintner’ı rüşvet verme suçundan mahkum etti. Altı ay süren davanın ardından mahkeme, Lintner’a dokuz ay hapis cezası verdi ancak bu cezayı erteledi. Lintner’ın, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) Azerbaycan lehine siyasi etki faaliyetleri yürüttüğü ve bu amaçla yüklü miktarda para aldığı tespit edildi.

Dört Milyon Avro Azerbaycan’dan Transfer Edildi

Münih Cumhuriyet Savcılığı, Lintner’ın Azerbaycan hükümeti adına hareket ederek Avrupa’daki siyasi karar alma süreçlerine müdahil olduğunu belirtti. Soruşturmalara göre, Lintner 2008-2016 yılları arasında Azerbaycan’dan çeşitli paravan şirketler aracılığıyla yaklaşık dört milyon avro ödeme aldı. Bu paraların, seçilmiş yetkililere rüşvet verilmesi amacıyla kullanıldığı ifade edildi.

Lintner, Alman parlamentosunda 33 yıl milletvekilliği yapmış, 2010 yılına kadar da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde görev almıştı. Savcılık, bu dönemde Lintner’ın Azerbaycan’ın otoriter yönetimini destekleyen tutumlar sergilediğini ve AKPM’de Azerbaycan lehine oy kullanılması için sistematik bir şekilde çalıştığını açıkladı.

Dobrindt, Tartışmalı Palantir Yazılımını Değerlendirdi
Dobrindt, Tartışmalı Palantir Yazılımını Değerlendirdi
İçeriği Görüntüle

Skandalın Odağında Karin Strenz de Var

Rüşvet ağı içinde adı geçen bir diğer siyasi figür ise eski CDU Federal Meclis üyesi Karin Strenz oldu. Strenz de AKPM üyesi olarak Azerbaycan’a destek veren pozisyonlarıyla dikkat çekmişti. Özellikle Azerbaycan’daki siyasi tutuklulara ilişkin bir rapora karşı oy kullanması, eleştirilerin merkezinde yer aldı. Strenz’in, Azerbaycan hükümetinden doğrudan veya dolaylı yollarla finansal çıkar sağladığı iddiaları da dava kapsamında gündeme getirildi.

Azerbaycan’ın Avrupa Konseyi’ndeki Etki Çabaları

Azerbaycan, 2001 yılında Avrupa Konseyi’ne üye olduktan sonra, özellikle insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konularında ciddi eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Ülkenin otoriter lideri İlham Aliyev yönetimindeki rejim, Avrupa Konseyi nezdinde oyları manipüle etmeye çalışmakla suçlanıyor. Bu amaçla, rüşvet ve lobicilik faaliyetleriyle Avrupa’daki bazı siyasetçilerin politikalarını etkileme girişiminde bulunduğu belgelerle ortaya kondu.

Lintner’ın mahkumiyeti, bu etkinin somut bir hukuki sonucu olarak değerlendirilirken, Avrupa kurumlarında şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele açısından da önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Mahkemenin kararı, Azerbaycan bağlantılı yolsuzlukların yalnızca diplomatik bir sorun değil, aynı zamanda cezai sorumluluk gerektiren bir suç olduğunu vurguladı.