Ancak bu oylamada CDU’nun, Sol Parti’nin desteğine dolaylı olarak bağlı kalması parti içinde ve kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann, Markus Lanz programında Merz’in ilk turda seçilememesiyle ilgili olarak şaşkınlık yaşandığını reddetti. “Bu sabah bir meslektaşımla bu konuyu detaylıca konuştum,” diyen Linnemann, yine de oylamanın ikinci tura kalacağını öngörmediğini itiraf etti: “İlk turda yeterli oy alınacağına bahse girerdim.”
“B Planı Yoktu” Eleştirisi
Gazeteci Kristina Dunz ise CDU’nun hazırlıksız yakalandığı görüşünde. Gün boyunca Bundestag’da yaşananları takip ettiğini belirten Dunz, Birlik partilerinin önce ikinci tur olmayacağını duyurduğunu, ancak hukuki belirsizliklerin ardından seçim sürecine devam edildiğini hatırlattı: “Bay Merz, Bay Spahn ve Bay Linnemann’ın bir B planı olmadığı izlenimi doğdu.”
Dunz, oylama öncesinde koalisyon ortakları arasında ikinci turun gerekeceğine dair kulislerde bahisler döndüğünü de belirtti.
Barley: “Tamamen Saçmalık”
Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Katarina Barley, aynı programda dikkat çeken bir sahneyi paylaştı: “Günün anı: Jens Spahn, Sol Partili Heidi Reichinnek ile pazarlık ediyor.” Barley, CDU’nun BSW ile temas kurarken Sol Parti’ye karşı duruşunu sürdürmesini “tam bir çelişki” ve “saçmalık” olarak değerlendirdi.
İkinci tur oylama, yasal güvence açısından SPD-CDU/CSU koalisyonunun Sol Parti’nin oylarına dolaylı olarak dayanmasını gerektirdi.
Linnemann: İlkesel Farklılık Sürüyor
Carsten Linnemann, Sol Parti’nin desteğini savunurken bunun yalnızca usule ilişkin bir destek olduğunu belirtti ve Sol Parti’yle ilkesel uyumsuzluk kararlarının geçerliğini koruduğunu vurguladı: “Sol Parti içinde hâlâ aşırı sol eğilimli akımlar var. Bu nedenle uyumsuzluk kararımızın arkasındayım.”
Gazeteci Markus Lanz’ın, “İleride benzer destek gerekirse bir Sol Partili ile doğrudan iletişim kurma imkânınız var mı?” sorusuna Linnemann, “Hayır, cep telefonumda tek bir Sol Parti temsilcisinin numarası bile yok,” yanıtını verdi.
Dobrindt: Gereken Yerlerde Görüşülür
Atanmış İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt (CSU) da Çarşamba günü NTV’ye yaptığı açıklamada Sol Parti ile yapılan görüşmeleri savundu. Dobrindt, üçte iki çoğunluk gereken durumlarda Sol Parti milletvekilleriyle diyalog kurulmasının doğal olduğunu söyledi.
"Bugün Bir Uyarı Sinyaliydi"
Linnemann, yaşanan krizi “önemli bir uyarı anı” olarak değerlendirdi. “Muhtemelen önümüzdeki 10 ila 20 yılın en kritik seçim dönemine giriyoruz,” diyen Linnemann, siyasi merkeze olan güvenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini savundu:
“Bugün hayır oyu veren birçok kişinin sonradan pişman olduğunu düşünüyorum. Belki de bu yaşananlar gerekli bir sarsıntıydı.”
“Avrupa Almanya’yı Bekliyor”
Friedrich Merz, Şansölye seçilmesinin ertesi günü Fransa ve Polonya’yı ziyaret ederek Avrupa siyasetindeki ağırlığını göstermeye çalıştı. Carsten Linnemann bu gelişmeleri şöyle yorumladı:
“Sayın Merz’le aylardır seyahat ediyoruz. Arabasında sürekli devlet ve hükümet başkanlarıyla telefonda görüşüyor. Avrupa Almanya’nın yeniden liderliğini bekliyor.”
Ancak gazeteci Kristina Dunz, bu tabloya daha eleştirel yaklaşıyor:
“Gerçek şu ki Merz, gerilemeyle başlayan ve zaten hasarlı bir pozisyonda olan bir Şansölyedir.”