Federal Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak yeni yargıç atamalarının mecliste sonuçsuz kalması, siyaset gündeminde yankı uyandırmaya devam ediyor. Eski Yeşiller Partisi Meclis Grup Başkanı Jürgen Trittin, ZDF’de yayımlanan “Markus Lanz” programında yaptığı açıklamada, krizin sorumlusu olarak CDU/CSU Grup Başkanvekili Jens Spahn’ı işaret etti. Spahn’ın liderlik vasfının yetersiz olduğunu söyleyen Trittin, “Jens Spahn işini yapamıyor” ifadeleriyle açık bir eleştiride bulundu.
Trittin, yargıç seçiminin başarısızlığının koalisyon içindeki çelişkilerden kaynaklandığını savundu. Aynı durumun daha önce başbakan seçimi sürecinde de yaşandığını hatırlattı. “Hükümetin şansölyeyi seçmek için iki tur oylamaya ihtiyacı oldu. Bu süreç ancak Sol Parti ve Yeşiller’in desteğiyle tamamlanabildi,” diyen Trittin, Anayasa Mahkemesi aday listelerinin de benzer şekilde Yeşiller ve Sol Parti ile koordineli hazırlandığını öne sürdü.
"Spahn, Meclis Grubunu Kontrol Edemiyor"
Trittin’e göre, bir parlamento grup lideri kendi grubundaki direnci öngörebilecek yetkinlikte olmalı ve bu tür bir çatlağı önceden fark edebilmeliydi. “Eğer arkasında yeterli destek yoksa, koalisyon ortakları ve muhalefetle bir aday listesi oluşturulmamalı,” diyen Trittin, bu durumun liderlik zafiyetinden kaynaklandığını savundu.
Trittin, yargıç adayı Frauke Brosius-Gersdorf’a karşı yürütülen kampanyanın sosyal medya üzerinden çok önceden organize edildiğine dikkat çekti. Bu kampanyanın, “AfD ile açık bir çizgide duran aktörlerce başlatıldığını” belirten Trittin, CDU/CSU grubunun bu durumu yönetemediğini ve gerekli siyasi direnci gösteremediğini söyledi.
Merz’e Eleştiri: “Verdiği Sözlerle Çelişiyor”
Sadece Spahn’ı değil, doğrudan Başbakan Friedrich Merz’i de hedef alan Trittin, “Merz bize düzenli ve sağduyulu bir yönetim vadetti, ancak geldiğimiz noktada hükümet kendi başına hareket edemiyor” dedi. Koalisyonun karar alma süreçlerinde sürekli tıkandığını belirten Trittin, bunun ciddi bir yönetim zaafına işaret ettiğini söyledi.
AfD İddiaları: "CDU/CSU İçinde Açık Kanatlar mı Var?"
Gazeteci Antje Höning ise programda yaptığı değerlendirmede, CDU/CSU içinde AfD’ye yakın duran bazı yapıların bulunduğuna dair spekülasyonlara dikkat çekti. Höning, “Bazı milletvekilleri, AfD’ye alan açmak amacıyla kendi koalisyonlarını istikrarsızlaştırmak mı istiyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
Trittin, bu iddiaları destekleyen somut bir örnek sundu: Brandenburg CDU Milletvekili Saskia Ludwig’in, bir AfD temsilcisinin tweetine “İş tamam” şeklinde yanıt vermesi. Trittin, bu mesajın “aşırı sağla açık bir iş birliğini” yansıttığını belirterek, “Bu, CDU’nun kahverengi bölgesidir” dedi. Ona göre, bu tür açıklamalar CDU’nun aşırı sağla arasına örmesi gereken güvenlik duvarının açıkça ihlal edildiğini gösteriyor.
“CDU İçinde Gizli Bir Akım Mı Var?”
Antje Höning, CDU lideri Merz’in resmi açıklamalarında AfD ile sınır çizgisine net şekilde bağlı kaldığını belirtse de, “Parti içinde Merz’in kontrol edemediği bir yeraltı akımı var gibi görünüyor” dedi. Trittin ise, bu görüşlerin tekil mi yoksa daha sistematik mi olduğunu söylemenin zor olduğunu ifade etti. Ancak CDU/CSU içindeki bazı çevrelerin, özellikle de meclis grubunda, bu tür bağlantıları normalleştirmeye çalıştığını iddia etti.
Sağdan Kültür Savaşı Eleştirisi: “Uluslararası Bir Harekete Dönüştü”
Trittin, Brosius-Gersdorf’un adaylığının sağcı çevreler tarafından kasıtlı olarak “kültür savaşına” dönüştürüldüğünü söyledi. Bu durumun yalnızca Almanya’ya özgü olmadığını, dünya genelinde benzer örneklerin yaşandığını belirten Trittin, “Trump’tan Beatrix von Storch’a kadar sağcı uç için üç hedef belirgin: beyaz olmayanlar, queer bireyler ve çevreciler” dedi. Bu savaşın, CDU/CSU içinde de belirli bir etkisi olduğunu ve kasıtlı biçimde başarıya ulaştığını vurguladı.