SPD'li Adalet Bakanı Stefanie Hubig, Berlin İdari Mahkemesi’nin sınır kontrolleri sırasında yapılan sığınmacı retlerine ilişkin kararının ardından, İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’ten (CSU) acil bir gerekçelendirme sunmasını talep etti. Hubig, “Federal İçişleri Bakanı artık söz verdiği gerekçelendirmeyi çok hızlı şekilde sunmalı,” diyerek Dobrindt’e açık bir çağrıda bulundu.

Mahkeme: Retler Hukuka Aykırı

Geçtiğimiz hafta Berlin İdari Mahkemesi, Frankfurt (Oder) tren istasyonunda üç Somalili sığınmacının Almanya’ya girişinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Kararda, sığınma başvurusundan hangi Avrupa Birliği ülkesinin sorumlu olduğuna dair netlik sağlanmadan yapılan sınırdan çevirmelerin yasal zemine oturmadığı vurgulandı.

SPD'de Rusya ile Yakınlaşma Çağrısı Partiyi Karıştırdı
SPD'de Rusya ile Yakınlaşma Çağrısı Partiyi Karıştırdı
İçeriği Görüntüle

Hubig: “72. Madde Gerekçesi Yetersiz”

Hubig, mahkeme kararında Avrupa hukukunda istisnai durumları kapsayan 72. Maddenin kullanımına dair gerekçelerin çok ayrıntılı ve titiz şekilde ele alındığını belirtti. Bu nedenle, Dobrindt’in bu maddeye dayanarak retleri sürdürmesini haklı çıkarmasının “çok zor” olacağını dile getirdi. Ancak Hubig, kararların yalnızca söz konusu üç vakayla sınırlı olduğunu, dolayısıyla diğer mahkemelerin farklı kararlara varmasının da mümkün olduğunu belirterek yasal süreçteki belirsizliklere dikkat çekti.

Dobrindt: “Gerekçeyi Sunacağız ama Nihai Karar Avrupa Adalet Divanı’nda”

İçişleri Bakanı Dobrindt ise kararı tanıdıklarını ancak 72. Maddenin uygulanması konusunda Avrupa Adalet Divanı’nın söz sahibi olması gerektiğini savundu. “Yeterli gerekçelendirme sağlayacağız,” diyen Dobrindt, sınırdan geri çevirmelerin devam edeceğinin sinyallerini verdi. Şansölye Friedrich Merz de, mahkeme kararına rağmen uygulamanın süreceğini açıkladı.

Yeni Bir Yasal Kriz mi?

Sığınmacı politikası Almanya'da yeniden siyasi ve hukuki bir gerilim hattına dönüşmüş durumda. Hubig’in açıklamaları, federal hükümet içinde bu konuda farklı yaklaşımların olduğunu gözler önüne seriyor. Berlin İdari Mahkemesi’nin kararının ardından, diğer idari mahkemelerin benzer vakalarda nasıl karar vereceği ve bu kararların politikaya nasıl yansıyacağı önümüzdeki haftalarda Almanya gündeminde önemli bir yer tutacak.