Savaşın son günlerinde Berlin’de hayatta kalma mücadelesini hatırlayan Winkelmann, bir Rus tankından saniyelerle kurtulduğunu söyledi. “Birkaç metre daha uzakta olduğumuz için çok şanslıydık” diyen Winkelmann, o anı unutamadığını dile getirdi.
“Artık özgürüz” dediğimde kimse sevinmedi
Savaş bittiğinde 16 yaşında olan Winkelmann, sığınakta Rusların gelişini duyduklarında annesine sarıldığını ve “Başardık, artık özgürüz” dediğini anlattı. Ancak çevresindeki diğer sığınmacıların tepkisi sert olmuştu: “Bizi bir mucize gibi gördüler ama onlar için sadece işgal değişmişti. Özgür hissetmiyorlardı.” O an, kimliğini ilk kez açıkça dile getirmişti: “Ben yarı Yahudiyim ve aslında bir yıldız takmalıydım.”
Zorla boşanma ve babasının kaybı
Winkelmann’ın Yahudi babası ve Yahudiliğe geçen Hristiyan annesi, Nazi rejiminin emriyle boşanmak zorunda kaldı. 1943’te babası toplama kampına sürüldü ve Monowitz’de hayatını kaybetti. “Ben bir baba-kızdım. Babamı kaybetmek bugün bile çok acı veriyor” sözleriyle yasını dile getirdi. Hatta savaş sonrası yıllarda bile Berlin sokaklarında babasını aradığını söyledi.
13 yaşında zorla çalıştırıldı
Yarı Yahudi olduğu için çocuk yaşta zorla çalıştırılan Winkelmann, 13 yaşında haftada 56 saat zorunlu iş gücüne katıldı. Savaşın sonlarına doğru kimliğini gizleyerek hayatta kalmaya çalıştı. Alexanderplatz’da bir trene binmeden önce kıyafet değiştirip Yahudi yıldızını çıkararak görünüşünü değiştirdiğini anlattı.
Annesiyle birlikte Berlin-Wittenau’daki bir kulübeye sığınan Winkelmann, burada tanıdıkları birinin yardımıyla hayatta kalabildiklerini ifade etti. Bu kişi daha sonra annesinin eşi olacaktı.
“Anlatmayı bırakmayacağım”
Ruth Winkelmann, yaşadığı travmalar ve kayıplara rağmen tanıklığını sürdürmekte kararlı: “Yaşadığım sürece hikayeler anlatacağım. İnsanlar duymalı.”