Müntefering, seçim gecesi sergilediği liderlik duruşu nedeniyle Klingbeil’e duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Parti ona minnettar olmalı" dedi.

Perşembe akşamı “Markus Lanz” programına konuk olan Müntefering, Klingbeil’in seçim sonuçlarının hemen ardından kamuoyunun karşısına çıkarak SPD adına konuşmasını önemli bir sorumluluk örneği olarak değerlendirdi. “Seçim gecesi, ortaya çıkıp ‘Ben buradayım, şimdi SPD adına konuşuyorum’ dediğinde büyük bir rahatlama hissettim. O an bir liderin ortaya çıkması şarttı ve bunu Lars yaptı. Bu cesaret için ona teşekkür borçluyuz,” ifadelerini kullandı.

“Seçim Gecesi Sessizlikten Korktum”

Müntefering, seçim sonuçlarının ardından SPD içinde bir belirsizlik ortamı oluştuğunu ve özellikle Şansölye Olaf Scholz’un o gece kamuoyuna güçlü bir mesaj vermemesi nedeniyle partide ciddi bir liderlik boşluğu oluştuğunu savundu. “O gece büyük bir sessizliğe gömülmekten korktum. Scholz bu rolü üstlenmedi ama Klingbeil kararlı şekilde öne çıktı,” diyen Müntefering, SPD'nin geleceği açısından bu liderlik çıkışının kritik olduğunu belirtti.

Klingbeil’in seçimden hemen sonra SPD Meclis Grup Başkanlığı için harekete geçmesi, partide yeni bir dönemin başlangıcı olarak yorumlanmıştı. Bu gelişmeler, eş başkan Saskia Esken üzerindeki istifa baskılarını da artırmıştı. Müntefering, bu süreci bir güç mücadelesi değil, zorunlu bir liderlik devri olarak nitelendirdi: “O an için başka bir çıkış yolu yoktu. Lars'ın liderliği üstlenmesi gerekiyordu.”

"Scholz Seçmenlere Ulaşmakta Başarısız Oldu"

Müntefering, seçim kampanyasına yönelik eleştirilerini de dile getirdi. Şansölye Olaf Scholz’un ikinci kez aday gösterilmesini o dönem sorguladığını hatırlatan SPD’li siyasetçi, kampanyanın beklentileri karşılayamadığını ifade etti. “Scholz bu kampanyada insanlara ulaşmayı başaramadı. Belki de zihinsel olarak artık bu süreci yürütmek istemiyordu,” değerlendirmesinde bulundu.

Kampanyanın teknik olarak sürdürüldüğünü ancak içeriğinin Scholz’tan ziyade başka aktörler tarafından şekillendirildiğini belirten Müntefering, “Adaylık konusunda yapılan tercihler belirleyici oldu. Boris Pistorius'un ismi gündeme gelmişti ama sonrasında bu ihtimal tamamen rafa kaldırıldı. Bu tür kararlar siyasetin doğası gereği çoğunluk tarafından şekillenir,” dedi.

Schröder ile Sessizlik: "O Bana Yazmadı, Ben de Ona Yazmadım"

Programda Müntefering ile eski Başbakan Gerhard Schröder arasındaki sessizliğe de değinildi. 85. yaşını geçtiğimiz Ocak ayında kutlayan Müntefering, Schröder’in kendisini kutlamadığını belirtti: “Gerhard bana yazmadı ama ben de ona yazmadım. Şu anda iyi geçinemiyoruz.”

Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından SPD içinden bazı isimlerle birlikte Schröder’e açık bir mektup kaleme aldıklarını açıklayan Müntefering, bu mektupta “Putin’e bunun bir suç olduğunu söylemelisin” mesajı verdiklerini aktardı. Ancak bugüne kadar mektuba yanıt alamadığını söyledi. “Aramızda uzun süredir devam eden bir sessizlik var,” diyen Müntefering, Schröder ile ilişkisini “siyasi arkadaşlık” olarak tanımladı ve eski başbakanın artık savaşı sona erdirmenin gerekliliğini görmesi gerektiğini savundu.

"Schröder ve Merkel'in Rusya Politikaları Temelde Hatalı Değildi"

Lindner’in Porsche CEO’suna Attığı Mesajlar Gündemde
Lindner’in Porsche CEO’suna Attığı Mesajlar Gündemde
İçeriği Görüntüle

SPD’nin geçmişteki Rusya politikasına yönelik eleştirileri de değerlendiren Müntefering, bu eleştirileri bütünüyle reddetti. Ne Gerhard Schröder’in ne de Angela Merkel’in izlediği Rusya politikasının temelde yanlış olduğunu düşünmediğini ifade etti.

“Doğu Avrupa’da enerji kaynakları varsa ve bizim de bunlara ihtiyacımız varsa, neden karşılıklı ticaret yapmayalım? O dönemki yaklaşımımız bu temele dayanıyordu,” diyen Müntefering, geçmiş politikaların dönemin koşulları içerisinde mantıklı olduğunu savundu.