Ekonomist Lars Feld ise komisyonun bağımsızlığının tehlikeye girdiğini savundu.
Almanya’da yasal asgari ücretin seviyesi, Asgari Ücret Komisyonu tarafından belirleniyor. Federal Hükümet, bu öneriyi yalnızca yasal düzenleme ile uygulamaya koymakla yükümlü. Ancak SPD Meclis Grup Başkanı Matthias Miersch, gerekirse Komisyon’un kararına bağlı kalmadan müdahale edilebileceğini söyledi.
Nisan 2025’te bir podcast’te konuşan Miersch, “Komisyon 15 avro önermeyecek olursa, yasama sürecine başvururuz. Anayasa anlayışıma göre, karar yetkisi yalnızca komisyonlara devredilemez. Son sözü yasama organı söyler,” dedi. Bu açıklamayı daha sonra Markus Lanz programında da yineledi.
“Asgari ücret onur meselesidir”
Miersch’e göre asgari ücret, çalışanlara toplumsal onur kazandıran bir araç. “Komisyon bu onuru engelliyorsa, yasama organı bunu tanımlama hakkına sahiptir,” dedi. Ancak bu yaklaşım, ekonomi çevrelerinden eleştiri aldı.
Freiburg Üniversitesi’nde ekonomi politikaları profesörü olan ve daha önce SPD üyesi de olan Lars Feld, asgari ücretin siyasi müdahaleyle belirlenmesinin komisyonun bağımsızlığına zarar verdiğini savundu. “Devlet bunu doğrudan belirleyecekse, neden bağımsız bir komisyon kurduk?” şeklinde tepki gösterdi.
Feld’e göre mevcut ekonomik koşullarda asgari ücretin en fazla 14,10 avroya yükseltilmesi gerçekçi. Ancak Miersch, Komisyon’un 15 avroluk bir artışı önereceğine dair iyimserliğini koruyor.
Koalisyon içinde gerilim ihtimali
SPD’li siyasetçinin bu açıklamaları, koalisyon ortakları arasında yeni bir gerilim başlığı olarak değerlendiriliyor. RND Başkent Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Kristina Dunz, konunun hükümet içinde çatışma potansiyeli taşıdığını belirtti: “SPD bunu yasa yoluyla düzenlemek istiyor. Ancak Şansölye Merz net: ‘Bu yasayla düzenlenmeyecek.’ Bu da koalisyonun meseleyi şimdilik ötelemeye çalıştığını gösteriyor.”
SPD’nin geleceği ve iç hesaplaşması
Programda SPD’nin seçimlerdeki düşük performansı da gündeme geldi. Markus Lanz, partinin hatalarını nasıl değerlendirdiğini sordu. Miersch, bazı bölgelerde seçmen gruplarına fazla odaklanıldığını kabul etti. “Kime, nasıl ve hangi içerikle hizmet edeceğiz? SPD’nin temel markası nedir?” sorularının öne çıktığını söyledi.
Lanz, bu söylemi pazarlama jargonu olarak nitelendirince, Miersch şu yanıtı verdi: “Evet, pazarlamaya fazla kafa yoruyoruz. Belki de sorun burada başlıyor olabilir.”
Parti, program ve kadro: SPD’nin yol haritası
SPD'nin yeniden yapılanmasında üç temel unsur öne çıkıyor: program, parti ve kadro. Miersch, “Parti platformu çok önemli. Aynı zamanda partinin yapısal durumu da sorgulanmalı. Günümüzde sosyal medya çağında demokrasi çok zor bir sınavdan geçiyor. Söylem nasıl yeniden kurulabilir? Üçüncü olarak da, bu kadro meselesidir,” ifadelerini kullandı.
Olaf Scholz’un bir sonraki seçimde aday olup olmayacağı sorusuna ise doğrudan yanıt vermekten kaçındı. “Bu, şu an için anlamlı bir soru değil. Parti bu konuda oybirliğiyle karar aldı. Zaten kısa süre sonra Hamburg’daki seçimlerde SPD’nin iyi sonuç aldığını gördük,” dedi. Ancak bu başarının Scholz’a mı yoksa yerel dinamiklere mi bağlı olduğu sorusu yanıtsız kaldı.