Bakan Wadephul, ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile görüşmesinde, Avrupa güvenliğinden dış ticarete, Ukrayna’dan Gazze’ye kadar birçok başlıkta hassas dengeyi gözetmek zorunda kalacak.

NATO Tartışmaları: Trump’tan Gelen Baskı

Avrupa’nın güvenliği konusunda Washington ile Berlin arasında süregelen görüş ayrılıkları, eski Başkan Donald Trump’ın NATO’ya yönelik eleştirileriyle yeniden alevlendi. Trump, yalnızca savunmaya yeterince bütçe ayıran ülkeleri koruyacağını açıkladı. Almanya ise bu bağlamda, NATO üyeliği kapsamında üzerine düşeni yapma çabasında.

Wadephul, kısa süre önce Türkiye’de yapılan NATO dışişleri bakanları toplantısında, Trump’ın GSYİH’nın yüzde 5’inin savunmaya ayrılması yönündeki talebine destek sinyali verdi. Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü’nden (SWP) Laura von Daniels, bu mesajın Washington’a net şekilde iletilmesinin önemli olduğunu belirtiyor: “Trump’tan azami destek almak için Avrupalıların savunmaya daha fazla kaynak ayırması gerektiği açık.”

Almanya Federal Savcılığından Üç Kişiye Casusluk Suçlaması
Almanya Federal Savcılığından Üç Kişiye Casusluk Suçlaması
İçeriği Görüntüle

Ukrayna Desteği Sorgulanıyor

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından Batı’nın askeri ve mali desteği, Avrupa güvenlik mimarisinin önemli bir parçası haline geldi. Ancak Trump, seçim kampanyası sırasında Kiev’e yardımı kesebileceğini söylemişti. Uzmanlara göre bu tür sinyaller, Putin üzerindeki baskının azalmasına yol açabilir.

Von Daniels, “Almanya’nın çıkarı, ABD’nin baskıyı artırarak Rusya’ya net bir mesaj vermesidir” diyor.

Ticaret Gerilimi: Trump’tan Gümrük Tehdidi

ABD, Almanya’nın en büyük ticaret ortağı. Ancak Trump’ın, Avrupa Birliği’nden ithal edilen ürünlere yüzde 50’ye varan ek gümrük tarifeleri uygulama tehdidi, Berlin’de endişe yaratıyor. Köln Ekonomi Araştırma Enstitüsü’ne göre, böyle bir adım Alman ekonomisine 2028’e kadar yaklaşık 200 milyar avroya mal olabilir.

Bununla da sınırlı kalmayan gerginlik, dijital hizmetlerin regülasyonu, yapay zekâ düzenlemeleri ve platform içeriklerinin denetimi gibi alanlara da uzanıyor. Von Daniels, “Trump ve çevresi bu konularda Avrupa’ya karşı oldukça sert bir tutum sergiliyor” ifadelerini kullanıyor.

İç Politikaya Müdahale Suçlaması

Son aylarda ABD’li yetkililerin Almanya’nın iç siyasetine ilişkin açıklamaları, iki ülke arasında yeni bir gerilim başlığına dönüştü. ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı’nda Almanya’yı ifade özgürlüğünü kısıtlamakla suçlamış, Federal Anayasa Koruma Dairesi’nin AfD’yi “aşırı sağcı yapı” olarak sınıflandırmasını eleştirmişti. ABD Dışişleri Bakanı Rubio da Almanya için “gizli tiranlık” ifadelerini kullanmıştı.

Von Daniels, bu çıkışların Washington’daki görüşmelerde yeniden gündeme gelmesinin olası olduğunu belirtiyor: “Bu tür açıklamaların bire bir görüşmelerde veya basın karşısında tekrar gündeme gelmesi mümkün.”

Gazze Politikası: Berlin’in Eleştirisi Rahatsız Edebilir

Gazze Şeridi’nde devam eden çatışmalar, Berlin ve Washington arasında diplomatik bir başka gerilim noktası oluşturuyor. Şansölye Friedrich Merz’in, İsrail’in askeri operasyonlarının sivil kayıplar açısından “anlaşılmaz” hale geldiğini açıklaması, ABD’de özellikle Trump kanadında tepki yaratabilir.

Merz, son açıklamasında “Bu düzeyde sivil zararın, artık Hamas’a karşı mücadele olarak meşrulaştırılamayacağını” söylemişti.

Ziyaret Kritik Eşiğe Denk Geliyor

Dışişleri Bakanı Wadephul’un temasları, Almanya-ABD ilişkilerinin bir dönüm noktasında gerçekleşiyor. ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleri, transatlantik ilişkilerin geleceğini belirleyecek temel faktörlerden biri haline gelirken, Berlin yönetimi Washington’daki diplomatik dilini büyük bir hassasiyetle kurmak zorunda.