Karar, göçü sınırlamak ve devlet sistemlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla hükümetin göç politikasında attığı en somut adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.
Cuma günü yapılan oylamada, CDU/CSU ile Sol Parti’nin oluşturduğu koalisyonun hazırladığı yasa tasarısı 444 milletvekilinin oyuyla kabul edildi. 133 milletvekili ise karara karşı çıktı. Yasa kapsamında, yaklaşık 380.000 mülteci, eş, çocuk ve ebeveyn gibi birinci derece yakınlarını Almanya’ya getiremeyecek. Düzenleme, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süreyle geçerli olacak. Yalnızca olağanüstü zorluk durumları için istisnalar tanınacak.
Dobrindt: “İnsaniyet ve Düzen Arasında Denge Kurulmalı”
Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt (CSU), yasa tasarısını Meclis’te savunurken, göç politikalarının merkezine “insanlık ve düzen” ilkesini yerleştirdiklerini vurguladı. Dobrindt, alınan önlemin yılda ortalama 12.000 kişinin Almanya’ya gelişini engelleyeceğini ve böylece kamu hizmetleri üzerindeki yükün azaltılacağını söyledi.
“Alman sosyal sistemi, eğitim ve sağlık altyapısı ile konut piyasasının bir kapasitesi var. Bu sınırları göz ardı ederek sürdürülebilir bir göç yönetimi yürütmemiz mümkün değil,” diyen Dobrindt, yasa ile sadece devletin değil toplumun da korunmaya çalışıldığını ifade etti.
Dobrindt ayrıca, bu düzenlemeyle insan kaçakçılığı yapan suç şebekelerinin iş modellerinin de hedef alındığını belirtti. “Bugüne kadar sistem şöyle işliyordu: bir kişi Almanya’ya ulaştıktan sonra tüm ailesini peşinden getirebiliyordu. Bu durum, suç örgütlerinin temel stratejisini oluşturuyordu. Artık bu zinciri kırmak istiyoruz,” ifadelerini kullandı.
Muhalefetten Sert Eleştiriler
Ancak yasa tasarısı Bundestag’da hararetli tartışmalara yol açtı. Sol Parti milletvekili Luigi Pantisano, İçişleri Bakanı’nı “yalan söylemekle” suçlayınca Bundestag Başkanı Julia Klöckner tarafından uyarıldı. Sol Parti’nin mülteci politikaları sözcüsü Clara Bünger ise söz konusu düzenlemeyi “insanlık dışı bir caydırma politikası” olarak nitelendirdi.
Yeşiller Partisi iç politika sözcüsü Marcel Emmerich, aile birleşiminin askıya alınmasının “acımasız” olduğunu belirtti. Emmerich, ailelerinden uzak tutulan mültecilerin entegrasyon sürecinde ihtiyaç duydukları duygusal desteği alamayacaklarını vurguladı.
CDU/CSU cephesinden ise farklı bir savunma geldi. İç politika sözcüsü Alexander Throm, muhalefetin eleştirilerine karşı çıkarak, yasanın "öncelikle yasa dışı yollarla Almanya’ya gelen kişilerin erişimini sınırlamaya" yönelik olduğunu ifade etti.
AfD Desteğini Açıkladı: "Yetersiz Ama Doğru Yönde"
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, yasa tasarısını desteklediğini duyurdu ancak düzenlemenin yeterli olmadığını savundu. AfD parlamento yöneticisi Bernd Baumann, Dobrindt’i AfD politikalarını kopyalamakla itham etti. Dobrindt ise bu suçlamaya, “Biz hükümet olarak radikalizme değil, toplumsal kutuplaşmayı azaltmaya odaklıyız” yanıtını verdi.
SPD'den Mesafeli Destek: “Zorunlu Bir Karar”
Federal Hükümet Entegrasyon Komiseri Natalie Pawlik (SPD), göç tartışmalarının artık daha yapıcı ve çözüm odaklı bir zemine oturtulması gerektiğini belirterek, göçün yalnızca bir kriz değil, aynı zamanda toplum için fırsatlar da barındırabileceğini söyledi. SPD’nin iç politika sözcüsü Sebastian Fiedler ise aile birleşiminin askıya alınmasının “partisinin kendi öncelikleri arasında yer almadığını” açıkça dile getirdi.
Pro Asyl: Yargıya Taşınabilir
Almanya’daki en önemli mülteci hakları kuruluşlarından biri olan Pro Asyl, yasaya sert tepki gösterdi. Kurum, birçok mültecinin aile üyelerini ülkeye getirmek için yıllardır beklediğini belirterek, düzenlemeyi yargıya taşımayı düşündüklerini açıkladı. Pro Asyl, “Hakları ihlal edilen bireylerin dava açması halinde, her türlü hukuki desteği sağlayacağız” ifadelerine yer verdi.
Göç Politikasında Dönüm Noktası
Aile birleşiminin askıya alınmasına ilişkin yasa, Federal Hükümet’in yeni göç politikasındaki ilk kapsamlı ve somut adımı oldu. Eleştiriler ve destekler arasında kutuplaşan siyasi atmosfer, göç yönetiminin önümüzdeki dönemde de Almanya gündeminde merkezde kalacağını gösteriyor. Yeni yasanın pratik etkileri, sadece göç rakamlarını değil, sosyal uyumu ve toplumsal dengeleri de belirleyecek.