Mağdurlar, adreslerinin nasıl bulunduğunu ve yasal sistemin neden buna izin verdiğini sorguluyor.
Geçtiğimiz Aralık ayında Almanya’nın Magdeburg kentindeki Noel pazarına SUV araçla saldırarak altı kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin yaralanmasına yol açan Taleb A., mağdurların ev adreslerine gönderdiği af dileme mektuplarıyla yeniden gündeme geldi. Mektupları alan kurtulanlar, hem şok hem de öfke içinde. Olay, saldırının mağdurlar üzerinde yarattığı travmayı derinleştirirken, hapis cezası bekleyen failin mağdurlarla nasıl temas kurabildiği tartışma konusu oldu.
Adreslere Nasıl Ulaştı? Yetkililer Cevap Arıyor
Saldırgan Taleb A.'nın, ev adreslerine gönderdiği mektuplarda mağdurların isimlerine hitap etmesi, birçok kişide mahremiyetin ihlali ve güvenlik zaafı endişesi yarattı. Saksonya-Anhalt eyaletindeki saldırıda hayatını kaybeden altı kişiden biri altı yaşında bir çocuktu; yaralananların sayısı ise 323 kişi olarak kayıtlara geçti.
Kurbanlara gönderilen mektupların, 8 Haziran’da Leipzig’deki bir cezaevi hücresinden yazılıp postalandığı, daha sonra failin Berlin’e nakledildiği bildirildi. Yetkililer, saldırganın adreslere nasıl ulaştığını kesin olarak bilmediklerini, ancak savunma avukatının elindeki dava belgelerinden bilgi sızdırılmış olabileceğinden şüphelendiklerini açıkladı.
Mektupların İçeriği: Kafa Karıştırıcı ve Travmatik
Mektupların içeriğine dair açıklamalar, af dilemenin ötesinde rahatsız edici ifadeler içerdiğini gösteriyor. Bazı alıcılar, Taleb A.'nın saldırı öncesi sosyal medya hesaplarında yer verdiği “tehlikeli Müslüman göçmenler” temalı söylemlerini mektuplarda da sürdürdüğünü ve olayın ardında ideolojik bir motivasyon olduğunu düşündüklerini belirtti. Mektuplar, af dileme çağrısıyla sona ererken, saldırgan mağdurlardan “şahsen iletişime geçmelerini” talep etti.
Mağdurlar, “akli dengesi bozuk bir saldırganın özel bilgilerine ulaşmasının ve iletişim kurabilmesinin”, yaşadıkları travmayı yeniden canlandırdığını ifade etti. Tatilden döndüklerinde mektubu evlerinde bulan bazı mağdurlar, yaşadıkları şoku “hayatlarımızın bir kez daha saldırganın eline geçtiği an” olarak nitelendirdi.
Yasal Boşluk Tartışması: Mektuplara Neden Engel Olunamadı?
Kamu yayın kuruluşu MDR’nin sorularını yanıtlayan Saksonya-Anhalt Eyalet Savcılığı, failin mağdurlarla yazılı iletişime geçmesine yasal olarak doğrudan bir engel bulunmadığını ifade etti. Yasalara göre, yalnızca ceza davasıyla doğrudan ilişkili içerikler taşıyan mektuplara el konulabileceği belirtildi. Savcılık, benzer olayların önlenmesi için yeni düzenlemelerin gerekebileceğine işaret etti.
Naumburg Eyalet Başsavcılığı ise mağdurların rızası olmadan kurban-failler arasında doğrudan iletişime izin verilmemesi için hukuki çözüm yollarının araştırıldığını duyurdu. Savcılık yetkilileri, gelecekte failin yazışmalarının öncelikle mağdurların yasal temsilcilerine iletilmesini ve mağdurların mektubu alıp almak istemediklerinin sorulmasını önerdi.
Travma Uzmanları: “Fail Yeniden Hayatlarına Girdi”
Kurbanlarla çalışan bir travma danışmanı, mektupların yarattığı etkinin son derece yıkıcı olduğunu belirtti. “Fail, mağdurların hayatına bir kez daha sızdı ve üzerlerinde kontrol kurmaya çalıştı. Hiçbiri bu sözde af dileme girişiminden memnun değil, özür kabul edilmiyor” dedi.
Taleb A. Yargılanacak, Dava Süreci Dev Salonda Görülecek
50 yaşındaki Suudi Arabistan vatandaşı Taleb A., önümüzdeki aylarda yargı önüne çıkacak. Yetkililer, davanın yaklaşık 300 yaralı mağdurun müşteki sıfatıyla katılabileceği özel bir duruşma salonunda görülmesi için hazırlık yapıyor. Ancak duruşma tarihi henüz netleşmedi.
Soruşturma komitesi üyesi Rüdiger Erben, mektupların kurbanlara ulaşmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, failin iletişim haklarının daha sıkı kontrol edilmesi gerektiğini savundu.
Taleb A.’nın eylemi, Almanya’da göç ve güvenlik politikaları etrafındaki tartışmaları da yeniden alevlendirmiş durumda. Ancak saldırganın mağdurlara doğrudan mektup gönderebilmesi, hukuki sistemin mağdur hakları ve mahremiyet konusunda yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.