Uyuşturucu tüketim odaları gibi destekleyici hizmetler artmasına rağmen, kamusal alanlarda yoksulluk, evsizlik ve suç görünür şekilde çoğalıyor. Özellikle Köln’deki Neumarkt Meydanı, bu kriz halinin en somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Köln Örneği: Yardım Var, Çözüm Yok
Neumarkt’ta faaliyet gösteren tüketim odası, günde 15 saate kadar açık kalıyor. Tesis yöneticisi Stefan Lehmann, buranın yalnızca temiz enjeksiyon ekipmanı ve acil tıbbi yardım sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda sosyal destek sunduğunu vurguluyor. Ancak, sundukları hizmetlere rağmen sokakta sefalet artıyor.
Bunun başlıca nedeni olarak “crack” maddesi gösteriliyor. Sigara yoluyla tüketilen bu kokain türevi, kısa sürede güçlü bir etki sağlıyor ancak etkisi dakikalar içinde sona eriyor. Bu da kullanıcıların aynı gün içerisinde defalarca uyuşturucuya yönelmesine neden oluyor. Sonuç olarak, tüketim odalarında geçirilen süre azalıyor, sosyal destek hizmetlerine ulaşım zorlaşıyor.
Crack Bağımlılığı Sokaklara Taşıyor
Crack’in bağımlılık yapıcı etkisi, kullanıcıları sokakta dilencilik yapmaya, hırsızlık gibi edinim suçlarına ya da fuhuşa yöneltiyor. Stefan Lehmann, “Bağımlılığı ortadan kaldıramayız. Yapabileceğimiz tek şey, şehir olarak bu gerçekle yapıcı bir biçimde yüzleşmek,” diyor.
Zürih Modeli: Kontrol Edilen Alan, Azalan Sefalet
Almanya’nın bazı şehirleri, uyuşturucu sorununu ele alırken İsviçre'nin Zürih kentinden ilham alıyor. 1990’lı yıllarda açık uyuşturucu sahneleriyle anılan Zürih, bugün istikrarlı ve kontrollü bir sistem sayesinde sokakta görünür bağımlılık sorununu büyük ölçüde geride bırakmış durumda.
Zürih Modeli’nin temel prensibi, tüketim odalarının şehrin çeşitli bölgelerine yayılması. Bu sayede tek bir bölgede yoğunlaşma önleniyor. Ayrıca, bazı tartışmalı fakat etkili uygulamalar da devrede: Tüketim odalarında küçük çaplı uyuşturucu ticaretine göz yumuluyor. Polis bu alanlarda arama yapmıyor, çalışanlar da satış yapanları ihbar etmek zorunda değil.
“Sıfır Tolerans” Dışarıda Geçerli
Zürih modeli, kamusal alanlarda uyuşturucu kullanımını ve ticaretini minimuma indirirken, tüketim odalarında kullanıcıların güvenli, hijyenik ve gözetim altında kalmasını sağlıyor. Polis, bu tüketim alanları dışındaki her türlü yasa dışı faaliyeti sıkı şekilde denetliyor. Böylece bağımlılar sokaklardan çekilirken, mahalle sakinlerinin güvenlik algısı da yükseliyor.
Daha Fazla Destek, Daha Fazla Umut
Zürih’teki tesislerde sadece enjeksiyon hizmeti değil, aynı zamanda dinlenme alanları ve sosyal hizmet desteği de bulunuyor. Bu sayede kullanıcılar daha uzun süre tesislerde kalıyor ve sosyal entegrasyona daha açık hale geliyorlar. Hatta birçok kullanıcı, bu ortamlar sayesinde iş gücüne yeniden katılma şansı buluyor.