Funke Medya Grubu'na verdiği röportajda Hasselfeldt, sivil savunmaya yönelik mevcut çabaların yetersizliğine dikkat çekti.
“Tehlikeye Göz Yumuluyor”
Hasselfeldt, “Sivil savunma için şu anda çok az şey yapılıyor,” diyerek mevcut hazırlık düzeyini sert sözlerle eleştirdi. Özellikle artan jeopolitik riskler ve iklim değişikliğine bağlı felaketler karşısında toplumda bir rehavet olduğunu ifade eden Hasselfeldt, “Ne yazık ki, silahlı çatışmalara hazırlanmamız gerektiği ve büyük ölçekli hava felaketleri yaşayabileceğimiz gerçeği yeterince ciddiye alınmıyor,” dedi.
Eski Almanya Sağlık Bakanı olan Hasselfeldt, dış kaynaklı krizler ve afet durumlarında yurtiçindeki nüfusun korunmasının da öncelikli gündem olması gerektiğini vurguladı.
Krizlere Hazırlık İçin Üç Temel Gereklilik
Alman Kızılhaçı Başkanı, olası krizlerde etkin koruma sağlanabilmesi için üç temel unsurun yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. “Her şeyden önce, acil durumlar için yeterli malzeme stoğuna sahip olmalıyız. İkincisi, bu malzemeleri dağıtacak ve kriz yönetimini üstlenecek yeterli personelimiz olmalı. Üçüncüsü ise toplum genelinde daha güçlü bir direnç ve dayanıklılık kültürü oluşturulmalı,” ifadelerini kullandı.
Hükümete Bütçe Çağrısı: “Yıllık 2,5 Milyar Avro Gerekli”
Hasselfeldt, Almanya hükümetini sivil savunma alanında ciddi bir bütçe artışına gitmeye çağırdı. DRK Başkanı, hükümetin bu alana yıllık 2,5 milyar avro ayırması gerektiğini, ancak şu anda bu miktarın yalnızca yarısının sivil savunma için kullanıldığını açıkladı.
Hasselfeldt’e göre, enerji arzında olası kesintiler, altyapı saldırıları veya doğal afetlerin etkileriyle başa çıkabilmek için hükümetin sadece silahlı kuvvetlere değil, toplumun tamamına yönelik savunma tedbirlerini güçlendirmesi zorunlu hale gelmiş durumda.
Sivil Direnç Almanya’nın Güvenliği İçin Kritik
Uzmanlar, sivil savunmanın yalnızca devlet kurumlarının değil, aynı zamanda bireylerin bilinçli ve hazırlıklı olmasıyla mümkün olabileceğini belirtiyor. Hasselfeldt, “Toplumun her kesimi, olası krizlerde nasıl hareket edeceğini bilmeli. Bu sadece devletin değil, hepimizin sorumluluğudur,” diyerek sivil eğitim ve hazırlık programlarının artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Artan küresel istikrarsızlık ve iklim kaynaklı felaket riskleri karşısında Almanya’nın sivil savunma kapasitesinin yeniden yapılandırılması, önümüzdeki dönemde kamuoyunun da yakından izleyeceği önemli gündem başlıklarından biri olacak.